Sayın Cevat Bey,

23.5.2011 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bu durumda senin için bir şey söyleyemem. Ama senin yerinde ben olsam şöyle hareket ederdim: Dini nikahın bir anlamı, bir güzelliği, bir ihtişamı olmalı. Sizin nikahınız Allah’ın huzurunda akdedilmiş. Bazı çevrelerin zina için dini nikahı bir araç olarak kullanmaları benim hafsalamın alacağı bir iş değil. Bu hanımın belli başlı boşanmayı gerektiren bir suçu, bir kabahati de yok. Şimdi bu kadına dönüp “Senin son kullanma tarihin bitti” deyip onu ıstıraplarıyla, gözyaşıyla bırakmanın bana göre büyük vebali vardır. Bu ne biçim tefekkür tarzı? Bu ne çirkin “hile-i şeriyye”. Şarkıcı Füsun Önal bir şarkısında: “Sonunu düşünmeden neden tuttun elimi?” der. Ben dini nikahın ulviyetine inanıyorum. Karşı cinsten iki insan biraraya geliyor, el ele veriyor, Allah’ın huzurunda bir nikah akdi vuku buluyor. Sonra birisi ortada makul, meşru bir sebep yokken senden bıktım deyip çekip gidiyor. Bunu ta çocukluğumdan beri benim hafsalam almıyor. Değerli yavrum, madem bana sordun, düşünce tarzım bu.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :