Çok muhterem sevgili Sabri baba,

Gönül dostları ve Çiğdem abla,

Yedi kör bir nehir kenarına gelmişler; karşı tarafa geçmek istiyorlar. Fakat nehrin geçit yerini bilmiyorlar, göremiyorlar. Orada beklerken, ayak seslerinden anlıyorlar ki bir adam suyun öbür yakasından kendilerine doğru geliyor, soruyorlar; “Sen kimsin?” adam, “Ben Nasreddin hocayım” diyor. Körler, “madem, sen suyun geçidini biliyorsun, bizi de geçir, sana para verelim’ diyorlar. Hoca “olur” diyor, “Adam başına iki mangır alırım.” Körler razı oluyorlar. Hoca onlara “Gözü bir parça ışık gören, elimden tutsun” diyor. Körler Hoca’nın dediğini yapıyorlar. Hoca önde, körler arkada, el ele nehrin ortasını bulunca, sondan iki körün ayakları kayıyor, suya gidiyorlar. Arkadaşları feryadı basıyorlar: “Aman iki arkadaşımız suya gitti” Nasreddin Hoca dönüyor, bunlara “Ne bağırıyorsunuz be!”  diyor, “iki kör suya gittiyse dört mangır eksik verin.”

Bu fıkranın izahı şu şekildedir: Maddi alemde aklımızla yol almaya çalışan bizler körüzdür. Eğer bizler de bir mürşidin, yol göstericinin elinden tutmaz isek bu alemden diğer aleme yol alamayız, heba olur gideriz.

Görüldüğü gibi Nasreddin Hoca’nın fıkraları derin manalar içermektedir. Kullandığı sembolik dil ile bir takım mesajlar vermek istemiş, irşadını mizahi mesajlarla yapmıştır; Hz. Mevlana’nın tasavvuf eğitimindeki musiki ne ise, Nasreddin Hoca’nın irşadında da mizah odur. Hoca’nın güldürürken düşündüren etkisi hiç azalmadan günümüze de devam etmekte, yüzlerce yıl ötesinden bizleri irşad etmektedir.

Hoca elinde bir balta ile koca çınar ağacına çıkmış, bindiği dalı kesiyor ve görenlerin ikazları üzerine şöyle sesleniyor; “Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de, ben size yıllardır ahiretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum” neden hala akıl edemiyorsunuz!”.

         Sanırım bizler de bu alemin, diğer alemin bir provası olduğunu unutmamalı, Hoca’nın sahip olduğu anlayış ile hayata espirili, güler yüzle bakıp hakkıyla yaşamalıyız.

Sevgili Sabri baba tıpkı sizin gibi güler yüzle yaşamak ümidiyle, saygıyla ellerinizden öpüyorum.