Merhaba Babacığım, çok iyi olmanızı diliyor ve pamuk ellerinizden öpüyorum.
Babacığım, Beethoven'in sağır olduğunu ve en güzel bestelerini bu şekilde meydana getirdiğini ilk kez sizden duyduğumda çok şaşırmıştım. Allah istedikten sonra, bir şeye izin verdikten sonra bütün olmazların olabileceğini, bunda hiçbir sınırın olmadığını, "eksiklik" nitelendirmesinin de bizim dar kafamızdan çıkan bir kelime olduğunu düşünmüştüm. Hafta içinde bu şekilde düşünmeme sebep olan bir durum için aynı şeyleri hissettim. Dersine girmediğim, ama arada sırada öğretmenler odasında, kardeşinin ona yazılı sorularını okurken karşılaştığım görme engelli bir öğrenci, engellerin nasıl aşılabileceğini fark ettirdi. Öğrencinin adı Fadime, ikiz kız kardeşiyle beraber aynı sınıftalar. İkizi sağlıklı bir doğum geçiriyor fakat Fadime görme engelli olarak geliyor dünyaya. Kız kardeşiyle beraber okul hayatlarına başlıyorlar ve şu anda ikisi de 10. sınıfta. Öğretmenlerinden birine, Fadime'nin derslerinin nasıl olduğunu sordum ve öğretmeni, hiç unutamayacağım şu sözleri söyledi: "Herkes otuz kırk alırken Fadime'nin doksandan aşağı notu yok, bir şeyi öğrenmesi için, o şeyi bir kez duyması yetiyor. Kardeşi ise hep otuz alıyor..."
Babacığım, her gününüzün birbirinden güzel geçmesini diliyor, en içten sevgilerimi gönderiyorum.