Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum: Sevginin Önemi
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 5/29/2011 11:51:36 AM



 


Aziz Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,


 


Sizleri en içten duygularla ve çok iyi olmanız ümidi ile selamlıyor, sözü yine Sayın Büyüğümüzün her cümlesi çok büyük hayat dersleri içeren sohbet notlarına bırakıyorum.


 


Hayırlı günler dileğiyle saygılar, sevgiler.


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-29


 


KONU: SEVGİNİN ÖNEMİ


                                                                                              


30 Ekim 1999 Cumartesi


Sabri Tandoğan


Bütün önyargılarımızı bir kenara bırakalım. Görünen o ki artık ülkemizde “sevgi” azalıyor. Ailede azalıyor. TÜİK’e göre boşanmalar artıyor. Gençler fedakârlıklarla yuvalar kuruyorlar ama bir süre sonra kavgalar, kırıcılıklar başlıyor. Sorsanız ekonomik sebeplerden diyorlar. Hayır efendim, sevgi yok da ondan. Yok düğün filan yerde yapılmamış, yok koltuklar istenen yerden alınmamış, yok... Alınmasa ne olacak, minderde oturulur. Lüks merakının altında yatan asıl şey sevgisizliktir, sevgi azlığıdır. Madden her şeye sahip olanlar da kavga ediyorlar. İnsan gecekonduda otursa bile eşinin elini tutunca kendini gökyüzünde hissediyorsa isterse aç uyusun, ne çıkar... İnsanı güzel yapan şey sevgidir, edeptir. İnsanı uyuşturucuya götüren şeyi ben sevgisizlik olarak buldum. Çocuk eve geliyor, anne yok, nerde konkende, şurada burada. Baba yok, nerde, iş çıkışı bir yerlerde. İkisi de surat bir karış dönüyor... Hepimizin ihtiyacı olan en büyük şey sevgi, ellerimiz tutulmak, saçlarımız okşanmak, omzumuz dokunulmak istiyor. İnsan bunu göremezse asıl gıdalarını alamamış oluyor. Önce sevgi, sonra ekmek. Ben aranmak istiyorum, sevilmek istiyorum, hatırlanmak istiyorum. Eğer aranmazsam, özlenmezsem, sevilmezsem, ölmeyi tercih ederim. İşte insanlar aradıkları, özledikleri sevgiyi bulamadıkları zaman sigara ve alkolden sonra uyuşturucuya yöneliyorlar, mutsuz oluyorlar.


Bir kadın kendisine saygıyla yaklaşan, sevgiyle yaklaşan birisi olsa belki lükse, kürklere o kadar düşkün olmaz. Ancak sevginin de aşırısı zararlıdır. Çayınıza fazla şeker koysanız içemezsiniz. Bir çocuğu sevmek demek onun her isteğine boyun eğip onu firavunlaştırmak demek değildir, bu ona en büyük kötülüğü etmektir. Ama çocuğun yanında çok nazik ve kibar olmalıdır. Bunu en iyi Japonlar yapıyorlar, çocuklarına bir hükümdara muammele eder gibi muammele ediyorlar ama asla şımartmıyorlar. Bir çocuğun her şeyden önce omzuna bir elin sevgiyle konması gerekiyor efendim.


Peki, sevginin kaynağı nedir? Ben, sevginin kaynağı olarak Allah (cc) sevgisini görüyorum. Ben hiçbir ateistin sevgi dolu olduğunu görmedim. Ateist bazı arkadaşlarım var. Ben onlarda sevgi gösteririm ama onlardan sevgi görmüyorum. Dostluğumuz devam ediyor yine de. Benim bahsettiğim Allah (cc) sevgisi, yok sen şunu yapmadın, şunu giymedin, sen Müslüman değilsin diyen bir zihniyet değil, “Benim bir bir karıncaya ulu nazarım vardır (Yunus Emre)” diyebilen bir sevgidir. Eğer bütün kâinatı aşkla kucaklayabilirsek, gerçek sevgi budur.


Uyuşturucu satan insanların idam edilmesi gerekir. Onlar bizim çocuklarımızı uyuştursunlar, biz onları affedelim. Olacak iş mi? Ama cezalar artsa da ben yine de asıl sebebin ilgisizlik, şefkatsizlik olduğunu görüyorum. Kimileri der ki ben çocuğumu en iyi okula gönderiyorum, ne isterse alıyorum, daha ne olsun? Ama bunlar yetmez ki Efendim. O çocuğun sevgiye, ilgiye de ihtiyacı vardır. O nedenle biz öncelikle kendimize bakalım. Kendimizi çocuklarımıza karşı düzeltelim. Gerisi kendiliğinden gelir.


SABRİ TANDOĞAN

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]