Sayın Seda Hanım,

6.6.2011 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, hani bir laf vardır, “Bekara kadın boşamak kolay” derler. Bazı insanlar da bir maddi zarurete düşmeden para benim için önemli değil edebiyatı yaparlar. Bir yerde doğru. Ama bir de fırına git bakalım. Adama para olmadan bir ekmek verirler mi? bir dolmuşa bin, 25 kuruşun noksan olsun, parayı verirken nasıl ezilir, büzülürsün, perişan olursun.

Kıymetli yavrum, kusura bakma, sen hayatı hiç mi hiç anlamamışsın. Sakın emekliliğini kazanmadan hacı hoca lafına bakıp da işinden ayrılma. Yarınların neler getireceğini biliyor musun? Niye 19 senede hayattan pes ettin? Hemen nazenin rollerinde hassasiyet edebiyatı yapıyorsun. Ben emekli hakkımı kazanıncaya kadar neler çektim. Ne kaba hareketlere maruz kaldım, Allah bilir. Ama canımı dişime taktım, ölümü göze aldım, emeklilik hakkımı kazanıncaya kadar çalıştım. Lütfen bu hac edebiyatlarını filan bir tarafa bırak, lütfen adam gibi çalış öyle ayrıl. Hacca o zaman gidersin. Biliyorum bu sözlerime kızacaksın ama unutma ki dost acı söyler.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :