Sevgili Pamuk dedem, Bugün sizinle telefonda konuşurken "dayanışma" (Gönül sohbetleri III) adlı yazınızın bir bölümünde kuşları örnek vermişsiniz. Kuş ve dayanışma deyince aklıma benim küçükken beslediğim muhabbet kuşum geldi. Ben bu kuşu parayla satın almamıştım. Bizim evimiz ağaçlıklı bir yerde olunca kuş kaçıp bizim evin penceresine konmuştu. Daha yavruydu. Belli ki çok yorulmuştu uçmaktan. Ve çok açtı. Onu hemen yakaladım. Önce parmaklarımı ısırdı ama sonra bize çok alışmıştı. Hüzünlü olduğumuzda durgun, sevinçli olduğumuzda o da çok hareketli olurdu. İsmini Tomurcuk koymuştuk. Tomurcuk zaman içinde büyüdü ve bir gün yumurtladı. Küçük ve beyaz bir yumurta öyle şirin görünüyordu ki kafeste. Ben yavrusu olacak diye sevinçten havalara uçmuştum. Hemen anneme söyledim. Annem "kızım yanında eşi olmadan yumurtadan yavrusu" çıkmaz dedi. Çok üzüldüm. Hemen eşleştirmek için bizim komşunun çok güzel bir kuşunu aldım. Onu beğenmedi. Birbirlerini dövüyorlardı. Bu sefer başka bir muhabbet kuşu koydum yanına onunla birbirlerini çok beğendiler ama bir türlü eşleşmediler. Yanyana durup birbiriyle bakışıp birbirlerine cilve yapıyorlardı ama eşleşmiyorlardı. Bunun üzerine bizim orda ki sadece muhabbet kuşu besleyen, üreten ve satan veteriner vardı. Hemen ona koşup olayı anlattım. Anlattıkları karşısında çok şaşırdım ve etkilendim. Meğersem kuşlar ortalık yerde eşleşmezlermiş. Bana, onları hiç kimsenin geçmediği kuytu bir yere koymamı söyledi. Ancak o zaman çiftleşeceğini belirtti. Gerçekten çok şaşırmıştım. Eve gider gitmez annemle onlara yer ayarladık. Kuytu bir köşe yaptık onlar için. Bir baktım ki iki üç gün sonra Tomurcuk'un yumurtaları olmuş. Ve üstünde oturuyor. Bu sırada da eşi ağzında yemleri toplayıp, öğütüp, yumurtalarının üstünde oturan eşinin ağzına vererek eşini besliyor. Bütün bunları izlerken o kadar gizli izliyoruz ki rahatsız olmasınlar diye. Yemlerini çok büyük bir titizlikle temizliyor ve çok büyük bir titizlikle veriyorduk. Bir kaç ay içinde çok fazla muhabbet kuşumuz oldu. Hepsini kolu komşuya dağıtmaya başladık. Akrabalarımıza verdik. O kadar çok yumurtaları ve yavruları oldu ki artık başa çıkamaz hale bile gelmiştik. Bir yaz günü hava almaları için onları yine balkonumuzun kuytu bir köşesine koyalım dedik gelincik gelmiş ailece yemiş onları. Çok üzülmüştük. Bu muhabbet kuşları dayanışmanın çok güzel bir örneğini sergiliyordu. Alınacak ne güzel bir ders veriyordu Allah bize muhabbet kuşlarıyla. Kuşlar bile eşinle buluşmak için kutu köşe arıyordu. Ve en güzeli de anne yumurtalarını sıcak tutması gerektiği için beslenemiyor onun yerine baba, anneye yemek getirip ağzına besliyordu. Bu kadar sıcak ve kalbi ısıtan bir şey bu. İnsan hem tebbessüm ediyor hem de hayretler içinde kalıyor. Sevgili Pamuk dedem,söylemeden geçemiyeceğim o kadar ince ruhlusunuz ki insan kendini sizinle konuşurken çok eksik hissediyor. Ben sizinle konuşunca çok heyecanlanıyorum. Ses tonunuz gerçekten Pamuk gibi geliyor o kadar ince ve narin ki insan kendini eksik hissediyor. Pamuk dedem dualarınıza çok ihtiyacımız var. Ne olur dualarınızda bizi de hatırlayın. SEVGİLER, SAYGILAR.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Selam olsun bizden güzel dünyaya Yazan Gözde Dalan
Cvp: Selam olsun bizden güzel dünyaya Yazan Sabri Tandoğan