Çok sevdiğim Büyüğüm,
Müsaadenizle.
Dün internette karşılaştığım bir haber beni derinden etkiledi ve hâlâ düşündürüyor.
İstanbul/Pendik’te üç-dört lise talebesi yüzmek için denize girmişler. Girdikleri yer kayalık bir yer ve daha denize girilen ilk yerde derinlik boyu aşıyor. Bunun üzerine gençlerden bir tanesi boğuluyorum diyerek çırpınmaya başlamış ve bir süre sonra da su yüzünden kaybolmuş. Arkadaşları panik içinde, kurtarmaya çalışıyorlar ama bir türlü dibe dalıp arkadaşlarını çıkaramıyorlar. Olayın bundan sonraki kısmı ise saniye saniye bir cep telefonu kamerası tarafından çekilmiş. Görüntüyü nefesim kesilerek izledim. Kıyıdaki kayalıkların üzerinde aralarında polislerin de olduğu insanlar toplanmış, denizde üç genç ve kendi aralarında panikle konuşuyorlar. Denizdekilerden biri biraz dalıp hemen çıkıyor ve heyecanla, “Hemen ayağımın altında, giremiyoruz...” “sahil güvenlik yok mu, dalgıç gibi bir şey gelsin...” Polislerden biri sesleniyor, pazara domates almaya gitmiş rahatlığıyla, “ya bizim arabanın yan koltuğunda beyaz ip olacaktı...” bu arada zaman geçiyor ve herkes kendi arasında laf edebiyatı yapıyor, “şimdiye kadar ölmüştür, yok yok, artık yaşamaz...”
Bu arada, kazazedenin yiyecek lokması varmış ki, olayın anonsunu duyan bir kameraman, çekim için olay yerine geliyor. Kimsenin bir şey yapamadığını görünce, geliş amacı olan çekim işini bir kenara bırakıyor. Denizdekilere kazazedenin yerini soruyor, kayaların üstünden suya atlıyor, çok değil, 7-8 saniye sonra kazazedeyi de çıkarmış olarak su yüzüne çıkıyor. Kazazede çıkarıldığında (battıktan çok sonra çıkarıldığı için) ambulans gelmişti zaten. Neyse, ilkyardım yapılıyor ve çocuğun sevk edildiği hastanede yaşıyor olduğu haberi ekleniyor.
Benim garipsediğim durum ise şu. Şimdi bu çocuk belki 20 dakika, belki daha fazla oksijensiz kaldı, belki ölmedi ama muhakkak beyni bu durumdan zarar gördü. Sonucu belki felce kadar gidecek olumsuz durumlar yaşayacak. Sebebi ise, biraz daha erken çıkarılamaması. Böyle 10 metrelik bir derinlikte olur, çıkarılamaz, onu anlarım. Ama kazazedeyi sudan çıkaran kameramanın 10 saniye gibi kısa bir süre içersinde suya dalıp çocuğu çıkardığı düşünüldüğünde, derinliğin 2-3 metreden fazla olmadığı ortaya çıkıyor. O kadar vatandaş, polis, ambulans ekibi... Bu kadar insan bu duruma müdahale edemiyor ve en son bir kameraman girip çocuğu çıkarıyor.
Sözlerime son verirken, Peygamber Efendimiz'in şu Hadis-i Şerif mealini de paylaşmak anlamlı olur:
"Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin."
Hürmetle Ellerinizden öper, tüm Gönül Dostlarına saygı ve sevgilerimi sunarım.
Melih