MERHABA EFENDİM, Hayırlı,mutlu,sağlıklı günler dileğiyle.... Siteyi açtığımda love story melodisini işitince, çok heyecanlandım ve mutlu oldum. Ne güzel olmuş... Dün akşam,eşimle birlikte,siteyi ziyaret ettik. Sizin ve değerli site mensuplarının fikirlerinden epey istifade ettik...Çok teşekkürler...Cümlenize...Candan, yürekten... Akşam erken yatmışım..Sabah ta erken kalktım...Kahvaltı hazırladım. Eşim de şükür duygusu içinde uyandı.bana teşekkür etti kahvaltı hazırladığım için...Allah'a şükretti,sağlıklı olduğu için, Allah'ın bahşettiği tüm nimetler için...Dün okuduğumuz mailler den birinde ,Selahattin Palay Beyefendiden bahsetmiştiniz ,onun şükür duygusundan...Bunlar onu çok etkilemiş olmalı, adeta şükrün şiiriyetini yaşıyordu... Böyle güzel etkiler bırakabilmek ne güzel.... Pazar günü Rahime abla ile birlikte Üsküdar'a gitmiştik.Hava çok güzel,yazdan kalma bir gün...Tasavvuf Müziği dersine başladık. İnşallah muvaffak oluruz. Derse müziğin alfabesinden başladık. Notalardan...Her nota ,bir sesin melodinin simgesi...Müzik ile matematik arasında da çok yakın bir ilişki var gibi geliyor bana ...Mesela,dörtlük ,sekizlik,onaltılık vuruşlar,birlik ..yani , tam vuruşun , aynı birim ve zaman içinde daha çok sesle ifade edilmesi...Tıpkı ,Bölme ve çarpma gibi...Dersten sonra,Hayat Nur Artıran Hanımefendinin sohbetini dinledik. konu; Hz. Mevlana ve Hoşgörü idi..Sohbetin başında Hayat NUR HANIM, Mevlana Hz.lerine olan aşkı ve bağlılığının yanı sıra, tüm velileri tevhidin çatısı altında toplayıp, hepsinin aslında birbirinin kardeşi olduğunu, mesela Hz.Mevlana bizim babamız ise, Abdulkadir Geylani Hz.leri bizim amcamız, Kenan Rifai Hz.leri bizim dayımız ...Örneğini verdi. Konu Hz.Mevlana da Hoşgörü...Bizim hiç kimsede kusur bulmaya hakkımız olmadığını,ancak, bizi rahatsız eden hususlarda,kendimizi düzeltmemiz gerektiğini,Lokman Hekimin; "Ben edebi edepsizlerden öğrendim". Sözünün ışığında ve Mesneviden örneklerle aydınlattı. Ve bir kıssadan hisse ile sohbet gelişiyor; Hz. Musa 'ya Cenab-ı Hakk Tur dağında emir buyuruyor; "Ya Musa, git kavminin en zelil ve hakirini bul buraya getir"diyor birde eline kement veriyor. Hz. Musa gidiyor..Arıyor,ARIYOR...Bir dilenci kılıklı adama rastlıyor. Kementi boynuna takıyor, fakat içine sinmiyor. Bir müddet sonra salıyor. Aramaya devam ediyor.Bir iki kişiye daha kementi atıyor,fakat gönlü razı gelmiyor...Sonunda yolda uzanmış, cılız,uyuz bir köpek görüyor. Kementi onun boynuna atıyor sürüklemeye başlıyor..Bir ses duyuyor..Benim köpeğimi nereye götürüyorsun diye... hemen onuda salıveriyor.Tekrar dolaşıyor...bitap düşüyor..sonunda kementi kendi boynuna takıyor. Hakkın huzuruna gidiyor."Ya Rabbi, kendimden daha zelil ,hakir kimse bulamadım" diyor Hz.Musa'nın kavminden,ona yürekten inananlar bunu işitince,evden çıkarken boyunlarına halat takıp öyle çıkıyorlar. Zelil ve hakir olan bizleriz. Peygamberimiz değil...diyorlar.Bu halat zamanla kravata dönüşüyor.İşte ,kravatın tarihçesi...Anlamı da en zelil ,en hakir benim.demekmiş... Efendim,saygıların,sevgilerin en sonsuzu ile elerinizden öpüyorum... FATMAGÜL
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ahlakın temeli nefis terbiyesidir. Yazan Fatmagül
Cvp: Ahlakın temeli nefis terbiyesidir. Yazan Sabri Tandoğan