Muhterem Efendim,
Cumartesi sohbetinize gelirken yolda, bir köşede buruşturularak atılmış kağıt parçası gördüm: Belki Allah kelamı vardır diye aldığımda, kitaplarınızda buyurduğunuz gibi Azize annemizin "kelamı Hak'tan alın" nasihatı aklıma geldi. Sizlerle paylaşmak istedim.
" Bismillahirrahmanirrahiym
Şu dünyada gerçek dost istersen Hz. Allah yeter
Mürşidi kamil istersen Hz. Kur-an yeter.
Delil istersen Hz. Muhammed (s.a.v.) yeter.
Meşgul olamak istersen Hakka ibadet yeter
İbret almak istersen cihanda ölüm yeter
Zengin olmak istersen cihanda ölüm yeter
Bunlarda yetmez dersen nar-ı cehennem yeter
Kader ne ise olur etme merak.
Uyma kendi nefsine hakkın emrine bak.
Altından agacın olsa zümrütten yaprak
Akıbet gözünü doyurur bir avuç
Bul erbabını danış akıl demekki ferasettir
Sakın Hava-i nefsine uyma sabrın sonu selamettir
Zaman ahir zaman zuhur eden alamettir
Nealdandın behey şaşkın bu can sana emanettir
çok diyar-ı gurbet gezdim ne zengini gördüm tok
Ne fakiri aç mevlam bana ver ki taç
Namarde değil merde dahi etme muhtaç
Şu çeşmeye bak içecek tası yok
Kırma insan kalbini yapacak ustası yok."
Hürmetle ellerinizden öpüyorum...