Muhterem Efendim Merhaba,
Siz hep buyurursunuz ya "Japon dilinde basit ,önemsiz,küçük bir şey yoktur." Müsaadenizle bununla ilgili bir kıssa paylaşmak istiyorum:
Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Hatun, çok saliha bir kadındı.Mekke-i Mükerreme 'den Arafat'a kadar su kanalları döşetmiş,o mukaddes beldeyi çeşmelerle donatmış ve Rahman'ın misafirlerinin su ihtiyacını karşılamak için yüzbin altın harcamıştı. Hicaz su yolunun yanısıra han, hamam, imarethane ve şifahane gibi daha pek çok hayır müesssesesi de yaptırmıştır.Bütün hayatı, hayır ve hasenat peşinde geçen bu muazzez kadıncağız vefat ettikten sonra, birisi onu rüyasında görmüş ve ona demiş ki:
Dünyada Allah için bu kadar büyük hayırlar yaptın, kim bilir Hak Teala sana Cennet'te ne yüksek bir makam bahşetti?
Zübeyde Hatun'un cevabı şöyle olmuş:
Evet, doğru, Rabb-i Rahim, bana gerçekten de yüce bir makam ihsan eyledi; fakat bu yüce makamı, yaptırmış olduğum hayır müesseseleri sebebiyle vermedi. Bir gün bulunduğum mecliste ilahiler okunuyor, kasideler söyleniyordu. Sazendelerin sazlarına vurdukları bir sırada minarelerden ezan-ı Muhammedi'nin yükseldiğini duymuştum. Hemen:
Susun, ezanı dinleyelim deyip, oradaki herkesi susuturmuştum.
İşte, sorgu sual anında, amellerim birer birer sayılıp döküldü. Arafat'a kadar su kanalları döşeme de vardı onlar içinde... Fakat bana denildi ki :
"Seni ezana karşı göstermiş olduğun o saygından dolayı bağışladık."
Efendim, hürmetle mübarek, nurlu ellerinizden öperim.