Muhterem hocam,

    Hayat gün geliyor  insana neler hissettiriyor. Bir gün hiç tanımadığım, hiç şarkısını dinlemediğim ve İngiltere den bir insanı ölüm haberi ile tanıyıp onun için üzüleceğimi ve sonradan şarkılarını hiç anlamasam da bana hissetirdikklerini farkedip garip bir buruklukla dinleyeceğimi bugüne kadar bilemezdim. Amy Winehouse haberi ilk okuduğumda 27 lerin sonuncusu diyordu gazete dikkat çekici “eynliner”lı gözler, acaip kabartılmış saçlar, zayıf bir beden ve içime etki eden ürkek şaşkın bakışlar. Ne gençliğimde ne de şimdi tarzım birisi değil ama ilgimi çekmesi bakışları dolayısıyla oldu ve merak ettim, hakkında çıkan pek çok yazıyı okudum. Çok derin duyguları olan ve çok sevmiş bir kadın olduğunu anladım. En popüler bir  şarkısında "sen ona geri döndün ben de karanlıklara" diyormuş. Bu şarkısını bir kaç defa internetten izledim. Yaşayan bir ölü gibiydi, o anlamadığım sözleri çok şeffaf bir sesle söylerken. Klipteki insanlarda gerçek yaşamındaki gibi kaba ve duygusuzlar gibi olmalı diye düşündüm. Onu anlayamamışlar. Sevdiği onu her türlü zararlıya alıştırıp çekip gitmiş. Bir çocuğunun olduğunu da gizlemiş, Amy duyunca çok yıkılmış. Herkesin böyle bir besteci az gelir dediği bu minik kadın kendi değerinin farkında olmayarak onun yokluğunun ardindan aldatılmışlığının ardından çoooook seven pek çok kadın gibi her gün biraz daha tükenişe geçmeyi seçmiş. Çıkış yolu bulamamış. Geçici sarhoşluklar hergün bir adım daha hayatını ağırlaştırmış. Bir kadın bir insan çok daha güzel şeyler yapabilecekken iğrenç medyanın çarkları arasında öğütüldü gitti. Amy yeteneğini keşfetmiş birisi onu ikonlaştırmış kullanmış menfati için ve sonra yanlız bırakmış. Çok üzüldüm. Bizim ülkemizde de yaşanmamış hayatlarının  kurbanı edilmiş kadınlar var. İngilterdeki bu olayla ne farkı var? İnsan bu demek ki memleketi olmuyor bu işin. Çocukluk fotoğrafını koymuşlar gazeteye, çok şirin eli yüzü boyalı esprili bir halde ve o bakışları yine aynı ama içinde neşe var. Diğer fotoğrafta da  işte külleri " yakılmış inançları gereği " bu kutuda diyordu. Beni buraya yazdıracak kadar dolduran da bu yan yana  iki fotğraf oldu. Minik bir kız çocuğu  ve 27 yıllık yaşamını bir kutuda noktalanmış iki resim. Bir hayat...

  Bunları buraya neden yazdım? Yedi senedir sizi tanıyan okuyan birisi olarak bütün yazdıklarınızın panoramasından anlattıklarınızdan işte hayata karşı yapılan hataların tüm özeti bu hikaye de var. Kıymetli Çiğdem’in siteye yazdığı en son yazınızdan da " olayları çözmek " bir kere daha hayatın anlamını  vurguluyor.

  Olayları çözmemizde de problemler var. Şarkısında " karanlıklara " vurgusu  bu. Bütün o ışıl ışıl neonların altında aslında karanlıkta yaşıyorlar.

  Muhterem hocam,

  Sevginin eşsiz mimarı olarak görüyorum sizi. " Sevmek kendine zarar vermek değildir, yeri geldiğinde ardına bakmadan gidip iyiye güzele adım atabilmektir. Hayat benim hayatım diyebilmektir.  Kimsenin oyuncağı olmayalım. İşi en güzel yapmak hayatı anlamak demektir. Bazen kuru ekmeği ancak bulabiliriz ama olsun, önemli olan bizim hal ve tavırlarımızdır. " daha pek çok altın cümleleriniz var. hayatını özet geçtiğim çok etkilendiğim Amy'nin yaşadıklarının hepsinin yanına kitaplarınızdan birer öğüt cümlesi yazabilirim. Büyürken, severken, aldatılmışken, terkedilmişken, .... karanlıklardan aydınlığa çıkarabilecek pek çok öğüdünüzü yazabilirim. 

  İki cihan saadeti için Hal ve tavırları öğrenmek çabasında olmalıyız yoksa hayat bu yaşanmış örnekte de olduğu gibi elimizden akıp gidiyor. 

  Muhterem hocam,

  Yüce Allah'tan zatılalinize  ve bütün Allah ve Peygamber dostlarına sağlık, huzur niyaz ediyorum efendim. Hürmetlerimle...