Sayın Manolya Hanım,
30.7.2011 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, hayatta en önemli olay evlilikte duyguların, sevgilerin, sevinçlerin, üzüntülerin paylaşılmasıdır. Sevgi, paylaşıldıkça büyür, yücelir. Bugün evliliklerde ne yazık ki hiçbir şey paylaşılmıyor. Erkek ayrı bir âlemde, kadın ayrı bir dünyada yaşıyor. Hâlbuki sevgiyle akşam eve gelince eşini kucaklamak, onu öpmek, o anın güzelliğini yaşamak ne güzel, ne muhteşem bir olaydır. Ah zavallı insanlar nasıl da fırsatları kaçırıyorlar!
Eve gelip de hemen yemek hazır mı diye soruyorsa bir erkek, kabahat biraz da kadında değil mi? Bu aslında biraz da o adamın isyanı, protestosu olmuyor mu? Ben kadın olsam eşim geleceği zaman kendimi ona öyle hazırlarım ki bütün yorgunluklarını, sıkıntılarını unutur. Tabi erkek de evine geldiğinde eşinin karşısına öyle çıkacak ki onu o gün ne kadar çok özlediğini söyleyecek, ona sımsıkı sarılacak…
Lütfen o hanımefendiler şikâyet edecekleri yerde akşam eşlerini bir hükümdar gibi karşılasa, ona özlemle sarılsa, kulağına onu çok sevdiğini fısıldasa ne güzel olur. Aslında bu bir başlangıçtır. Alfabenin ilk harfidir. Bunu yapanlar daima kazançlı çıkarlar ve “Sevmek, devam eden en güzel huyum.” derler. “Aşk gelicek cümle eksikler biter.” derler. Hayat sevmek ve sevilmekten başka nedir ki?
“Çalış kazan ye yedir
Bir gönül ele getir
Hepisinden iyisi
Bir gönüle girmektir.”
“Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi işi
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim.”
diyor Yunus Emre. Biz de niye onun peşinden gitmeyelim…
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Sevmek, devam eden en güzel huyum.” Yazan Manolya
Cvp: “Sevmek, devam eden en güzel huyum.” Yazan Sabri Tandoğan