Sayın Nar Çiçeği,
15.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, önce sevindim, memnun oldum sonra, okudukça hayran oldum. Allah feyzinizi artırsın. Hayatı, varoluşu ne güzel özetlemişsiniz. Keşke bu maili herkes okusa. En küçük hareketlerimizle bile karakterimize, şahsiyetimize, varoluşumuza bir katkıda bulunduğumuzun farkına varabilmek ne muhteşem bir olay. Kıymetli yavrum, günün en küçük olayları karakteri yapıyor veya yıkıyor. Herşey o andaki seçimimize bağlı. Jean Paul Sartre, “Hayat, seçimden ibarettir” diyor. Yemek yerken seçim, giyimde seçim, arkadaşlıkta seçim, kitap almakta seçim, aklınıza ne gelirse her alanda seçim. İşte bu seçimlerimizin sonunda ortaya muhteşem bir olay çıkıyor. Büyük, çok büyük, düşündürücü bir olay. Seçimlerimizle ya bir karakteri yapıyoruz ya da onu yıkıyoruz. Bu müthiş, ürpertici bir olay. En önemsiz görünen durumlarda bile ya bir artı puan kazanıyoruz, veya kaybediyoruz, eksi puan alıyoruz. Onun için efendim, hepimizin günlük hayatımızda son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Durumları, insanları, olayları basittir, küçüktür, önemsizdir veya değildir diye ayırmak bile son derece tehlikeli. Bizi eksi puan almaya götürüyor. Hayatta herşey önemli. Bir gazete seçimi bile o kadar önemli ki. Sürekli okurlarına yanlış bilgi veren, olayları çarpıtan, bir takım sümüklü kızları yazar diye köşelerine alıp her gün onların seks bunalımlarını yazan gazeteleri almak ister sağda ister solda olsun bütün kitaplarını hırsızlık yaparak yazan, Atatürk’e hakaret eden, Türk Milletinin şerefiyle, haysiyetiyle oynayan sonra da ihanetinin karşılığı olarak ödüllendirilen yazarları baştacı eden mevkuteleri almak acaba o konudaki seçimlerimizi yanlış yapmaktan doğmuyor mu? Üstelik onlar hergün gazetelerinin bazı köşelerini genelev albümü gibi resimlerle doldururken onlara para vererek almak, onlara destek çıkmak, aferin, pekiyi ediyorsunuz, pek güzel yapıyorsunuz, bu rezilliklerinize aynı tempoda devam edin demek değil midir? Bu sade kendimize, bütün yaşantımıza, mezardaki hayatımıza, manevi alemdeki durumumuza, memleketimizin genç insanlarına, yetişmekte olan genç kızlarına, delikanlılarına, çeşitli nedenlerle evlenme imkanı bulamayan ama tertemiz, misler gibi, melekler gibi yaşayan kadınlarına, erkeklerine ihanet değil midir? Yarın bunun hesabını nasıl vereceğiz? Unutmayalım ki hayatta her olayın bir faturası vardır. Köşedeki büfeye gidiyorsunuz, bir kibrit alıyorsunuz, bunun da bir faturası var. Ödemeyin de bakın neler oluyor. Adam sizi doğduğunuza pişman eder. Onun için efendim, son derece dikkatli olmak durumundayız. Japon dilinde küçük, basit, önemsiz, sıradan, lalettayin, alelade kelimeleri yoktur. Bir Japonun nazarında herşey, herkes önemlidir. Son derece dikkatle, incelikle davranmayı gerektirir. Büyük Yunus bir şiirinde
“Tehi görme kimesneyi,
Hiç kimesne tehi değil”
der. Biliyorsunuz, tehi boş, önemsiz anlamını içeriyor. Onun için efendim kesinlikle bilelim ki günün en küçük hareketleri, karakteri yapar veya yıkar. Ağzımızdan çıkan her söz, bizden sadır olan her davranışın ne kadar küçük olursa olsun karşılığını görmek durumundayız. Ne yazık ki bu sade bu dünyayla da sınırlı değil. Bunun hayat ötesi devamı da var. Yunus
“Bir kez gönül kırdın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil”
der. Efendim, Allah bizi de, tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimizi de bu hergün, her an, her mekanda devam eden sınavlarımızda başarılı kılsın. Aman dikkatli olalım herşeye karşı, herkese karşı uyanık olalım. Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak Hz. Musa’yı firavunu Hakka davetle görevlendirir. Ve “Ya Musa, firavuna gittiğinde onunla yumuşak ve tatlı konuş” buyurur. Kimde ne olduğu bilinmez. Bazan kıracağımız bir insan kalbi bizi bu dünyada da öbür alemde de edediyyen süründürebilir. Aman dikkatli olalım. Eğer herşeye rağmen hata yapıp, birilerini incitmişsek onlardan af dileyelim, özür dileyelim, bağışlanma dileyelim. Onlarla helalleşelim. Emri Hak ne zaman gelir bilemeyiz. Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın. Onlar bizi affetmese bile biz yine ümidimizi kesmeyelim. Onlara, onların aile mensuplarına, çocuklarına sürekli hayır dua edelim. İyi dileklerimizi gönderelim.
Efendim, sitemize güzellikler, incelikler, zarafetler kazandıran yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygıların hiç bitmeyecek olanını sunuyorum. Allah’ın selameti üzerinize olsun. Bizleri de duadan unutmayın.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :