10 8 2011
Güzellerin En Güzeli Canım Babacığım;
Ağlamıyorum, babacığım size söz verdim,ağlamıyorum.O kadar güzeldi ki İstanbul'da oluşunuz, fakat bir saniyeden daha kısa geldi bana. Biraz önce gelmiştiniz, şimdi ne çabuk dönüverdiniz. Evim bomboş, eşyalar cansız şimdi. Tekrar geleceğiniz zamanı onlarla beraber beklemeye başladım bile.
Babacığım, sizi kendi evinizdeki kadar rahat ettiremedim. Büyük bir fedakarlıktı, sizin için İstanbul'a gelişiniz ve kalışınız. Size layık olabilecek hiçbir şey yapamadım. Hatalarımı, kusurlarımı, eksikliklerimi affetmenizi diliyorum.
Daha nice seneler İstanbul sohbetlerinin tekrarını yaşarız inşallah. Hele sahur sohbetleri. Sabah altı oluyordu hiçbirimiz uyumak istemiyorduk. Sabah yine çok sağlıklı ve zinde uyanabiliyorduk.
Manevi kardeşlerim arasında kendiliğinden bir iş bölümü oluşuvermişti. Herkes hem en çok sevdiği işi yapıyor hem de birbirlerine destek oluyordu. Sonra Ankara'dan gelen kardeşlerim de hiç yabancılık çekmeden Babacığımı kendi evlerindeymiş gibi ağırladılar, bana her konuda yardım ettiler ve destek oldular. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Hayatımın inci tanesi anlarına yenileri eklendi, kat kat boynuma doladığım bir inci kolyem daha var şimdi.
Bu hafta sonu görüşeceğimi düşününce Ankara'daki kardeşlerimi de ne kadar özlediğimi hissetim bir anda. Canım babacığım, beklemenin ve özlemenin en çok sevdiğiniz iki kelime olduğunu söylersiniz hep. Beklemenin ve özlemenin insan hayatını nasıl güzelleştirdiğini, nice anlamlar kattığını, şimdi daha iyi anlıyorum.
Canım babacığım, sonsuz sevgi ve en derin saygılarımla ellerinizden öpüyorum.