Sayın Özden Çiçek,
15.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, mailiniz gene bizi ürpertti, heyecanlandırdı. O kadar güzel, o kadar düşündürücü ki bir zoolog, “insanoğlu diyor bugüne kadar karıncalar kadar muntazam bir devlet kuramadı”. Karıncalar devletinde herşey en küçük nüanslarına varıncaya kadar öyle güzel tertiplenmiş, öyle güzel ayarlanmış ki bizler sadece hayretler içinde kalıyoruz, ürperiyoruz. Yunus Emre, boşuna “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” dememiş. Bir karınca ağırlığının kıraltı misli bir gıda maddesini yuvasına götürebiliyor. Oysa bizler pazardan üç beş kilo birşey alınca eve götürene kadar bir ağlamadığımız kalıyor. Bütün mesele kainat karşısında alınacak tavırda. Hepimiz inanılmaz güzellikte bir dünyada aklın, hafsalanın alamayacağı kadar muhteşem güzellikler içinde yaşıyoruz. Ne olur, kafalarımızı, nefsaniyetimizden, egoizmimizden, bencilliğimizden ortaya çıkan birtakım sanal dünyalarda oyalamasak. Sonsuz incelikteki gerçekleri, güzellikleri, realiteleri görmeye çalışsak ve yaşamı bir özsu gibi damarlarımızda hissetsek. Her an yeni bir hayret, yeni bir ürperti, yeni bir coşkunluk içinde yaşasak. “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” diyebilsek. İşte o zaman her iki dünyamızı da cennete çevirmiş olmaz mıyız?
Çok değerli Özden Hanım, bizler için ab-ı hayat hükmünde olan yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :