Sayın Nihat Akdoğan,
Sevgili Dost, 28.11.2005 tarihli mailinizi aldım. Çok memnun oldum. Sıcak ve dost sesiniz hayat yolunda bana kuvvet oluyor. Sizin dediğiniz gibi sesimi daha geniş kitlelere, hatta bütün insanlık ailesine duyurmak benim de en büyük isteğim. Ama ne yazık ki, bugün televizyonların kimlerin elinde olduğu ortada. Hiç bir televizyon kanalından bana "Buyur gel, konuş, sesini acı çeken, ıstırap içinde yaşayan, yalnız ve çaresiz insanlara duyur" daveti gelmedikçe ben ne yapabilirim? Şu anda nice insanlar benim sesimden uzak kalmanın ıstırabını yaşıyorlar. Nereye gidersem gideyim derhal çevremi kadın erkek, genç ihtiyar kimseler sarıyor. "Sizi özlüyoruz, sizi bekliyoruz, hiç kimse ama hiç kimse sizin yerinizi tutamıyor" diye gözyaşı döküyorlar. Ben de onlarla beraber ağlıyorum. Ama ne yapabilirim, elimden ne gelir? Lütfen siz söyleyin. Durumu önce Allah'ın huzurunda, sizin önünüzde bütün nüanslarıyla açıkça anlattım. Olay bundan ibaret. İnşallah beni anlamışsınızdır.
Canım kardeşim, dualarınızı bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
...Size insanımızın şiddetle ihtiyacı olduğunu farkedeceksiniz eminim? Yazan Nihat Akdoğan
Cvp: ...Size insanımızın şiddetle ihtiyacı olduğunu farkedeceksiniz eminim? Yazan Sabri Tandoğan