Aziz Büyüğüm,
Size ve bütün Gönül Dostlarına hayır dolu, sağlıklı, esenlik içinde ulaşılacak nice Ramazan Bayramları diliyor ve sohbet notlarından yeni bir bölümü sunuyoruz.
Hayırlı günler, selamlar, sevgiler, saygılar.
Çiğdem Seçkin Gürel
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR - 37
TOPLUMDA KABUL GÖRMEK
4 Mart 2000 Cumartesi, Sabri Tandoğan
İnsanlık tarihinde istisnasız herkes tarafından sevilmek nasip olan kimse olmamıştır. Peygamber (SAV) Efendimiz gençken “Emin İnsan” olarak biliniyordu ama 40 yaşında peygamberlik gelince öyle büyük tepkiler aldı ki.
Siz bir Yunus Emre’nin, Mevlana’nın, Hacı Bayram Hazretlerinin çile çekmeden yaşadıklarını mı sanıyorsunuz efendim? Mutlaka birileri çıkacak sizi yerden yere vuracak, kınayacak, eleştirecek. Hayat böyle efendim. Hz. Ali (RA) namaz kılarken kölesi tarafından hançerlenerek öldürüldü. Demek ki hayatta bizi öven de olacak yeren de olacak. Peki biz ne yapmalıyız? Biz Resullullah (SAV) Efendimiz gibi bunları sakince, olgunlukla karşılamalıyız. Böylece mana yolunda ilerlemiş oluruz. Yanlış anlaşılmalara rağmen kimseye küsmemeli, onlar için hayır dua etmeliyiz. Herkesin bir çilesi var efendim. Benim ayrı, herkesin ayrı ayrı. Önemli olan sabırla, metanetle direnebilmek, mücadele edebilmek. Yunus Emre “Bir çeşmeden akan su acı tatlı olmaya” diyor yani Allah’tan (cc) gelen her şey iyi ve güzeldir.
Bazen isteklerimiz olmayınca üzülüp güceniyoruz, olunca seviniyoruz. Ama burada çok ince bir nokta vardır. Acaba her şey gönlümüzce olursa bu bizim için gerçekten iyi olur mu? Ben sıkıntı çekmeden olgunlaşan bir tek insan bile görmedim. Sürekli güle oynaya, keyifle hayat geçiren insanlar bir türlü olgunlaşamıyorlar.
Filozof Buda bir gün hiç sıkıntı ve çile çekmeden, hep güle oynaya yaşamış bir adamın ölüm haberini alınca ağlamaya başlıyor. Öğrencileri “Nasıl olur efendim siz ölüm doğal bir olaydır, demiyor muydunuz?” diyorlar. O da diyor ki “Çocuklar yanlış anlaşılmasın ben onun için ağlamıyorum, o adama ağlıyorum, eşek gelmiş eşek gitmiş.” diyor.
Babaannemin yanına bir teyze gelmişti bir gün. Herkes zaten ona gelir derdini söyler, derman alırdı. Babaannem gelenleri edeple, zarafetle karşılardı. Böyle bir teyze geldi bir gün, anlattı, anlattı, ben çok sıkıntılı bir insanım şundan şu kötülüğü gördüm, bundan bunu gördüm diye anlattı. Babaannem dinledi, dinledi, “Kızım,” dedi, bir zattan bahsetti “çok sıkıntı çekmişti ama bu onun manevi yolda ilerlemesine vesile oldu” dedi.
Öyle insanlar gördüm ki bir günde yaşlandılar, yıllarca hastalık çekenler gördüm ama bu onları olgunlaştırdı, kâmil bir hale getirdi.
Resullullah (SAV) Efendimiz “Allah’a kasem ederim ki benden daha çok sıkıntı çeken hiç kimse olmamıştır.” Buyurdu. Hz. Yusuf (RA) niye nice z aman kuyuda kaldı, hapislere düştü. Suçu neydi ki? Bütün bunlar O’nun daha da tekâmül etmesi, gelişmesi içindi.
Aman efendim bu nedenle siz yine herkesi sevin, acısını paylaşın. O bana şunu yapmıştı, bunu yapmıştı diye bundan sakın vazgeçmeyin. “Allah’ım,” (cc) deyin,“Sen bu insanları affet, benim onlarda bir hakkım varsa ben affettim. Sende affet, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar” deyin. Ben hep böyle yaptım. Sonra ne oldu biliyor musunuz efendim, içim manevi güzelliklerle dopdolu oldu.
Karşıdakine tepki hakkı verilmiş olmakla birlikte affedenler için çok büyük mükâfatlar olduğu Kur’an-ı Kerim’de Buyurulmuştur. Biz herkesi sevelim. “Seven, sevilir”
“Bekleyin, bekleyin durmaksızın bekleyin,
Bir gün unutulmuş bir aynada
Bütün sevgiler size dönecek”
Gülten Akın
Eğer siz her şeye rağmen insanları sevmeye, hoş görmeye, affetmeye devam ederseniz bir gün bütün sevgiler size dönecektir, inşallah.
SABRİ TANDOĞAN