ŞEYTANIN YARATILIŞ HİKMETİ
Her şeyi hikmetle ve yerli yerinde yaratan Allah-u Teaala, şeytanı niçin yaratmıştır? Hiç bir şekilde çirkinliği kabul etmeyen, şer yapmayan Cenabı Allah, nasıl oluyor da şeytan gibi hep kötülükten yana olan bir şer unsurunu yaratmış ve şeytanları insanlara musallat etmiştir?
İlk bakışta, şeytan yüzünden bir çok insan günah girip cehenneme girdiği için, şeytanın yaratılması gayet çirkin görünüyor. Öncelikle şunu iyi bilelim ki; her şeyi hikmetle yaratan Allah, elbette şeytanı da bir çok güzel hikmete binaen yaratmıştır. Çünkü nereye bakarsak, ne kadar güzel hikmetlerle yaratıldığını görüp, Cenabı Hakk’ın akıllara durgunluk veren harika icraatlarına hayran olmaktan kendimizi alamıyoruz. Elbette şeytan da lüzumsuz değildir, yaratılmasında bir şer ve bir çirkinlik yoktur.
Şimdi şeytanın yaratılmasının şer olmadığını, aksine bir çok hikmetler bulunduğunu görelim.
Şeytanın insana musallat olmasıyla birer çekirdek hükmündeki insanın kabiliyetleri gelişip, makamı yükselir. Maddeten aciz ve zayıf bir varlık olan insan, şeytanın sayesinde eşref-i mahluk (yaratılmışların en şereflisi) ünvanına layık olup, meleklerden bile daha yüksek makamlara çıkar. Bilindiği gibi, hayvanların ve meleklerin makamları sabittir, yükselmezler. Fakat insan, kabiliyet itibariyle onlardan farklı olarak en yüce makamlara çıkabilecek şekilde yaratılmıştır. Yani insanın kabiliyetleri ve makamı, her biri ağaç olmaya müsait çekirdek hükmündedir. Fakat insanın bu kabiliyetlerinin açılması ve yükselmesi, bir hareket ve bir muamele ister ki, şeytanlar ve şerlerin var olması ile o kabiliyetler gelişir ve çekirdek iken ağaç olur.Bir çekirdekten bir ağaca kadar, hatta bir zerreden koca güneşlere kadar ne kadar mertebe farkı varsa, insanın kabiliyetinde de o kadar mertebeler vardır. İşte görünüşte basit bir varlık olan şu insanın kabiliyetlerini geliştirecek olan hareketin zembereği, şeytanların varlığıdır. Eğer şeytanlar ve şerler yaratılmamış olsa idi, o zaman insanların makamı sabit kalacaktı. Bu da birkaç zarardan kaçıp binlerce faydayı kaybetmektir ki, asıl şer ve çirkinlik bu durumda ortaya çıkar.
Hem şeytanlar, insanın yaptıkları işlere fiili olarak müdahale edemezler. Yani, insanı günah işlemeye mecbur edemezler. Allah, insanın iradesini şeytanın eline mahkum yapmamış ki şeytanları insanların zararına yaratsın. İnsan hür bir iradeye sahip olarak yaratılmıştır. Zaten iradesiyle, kendi isteğiyle yapmadığı bir işten dolayı Allah insanı sorumlu tutmuyor. Üstelik, Peygamberler ve Kitaplar göndererek akılları da rehbersiz bırakmamış, hayrı ve şerri, iyiyi ve kötüyü öğretmiştir.Şeytanın da insan için en zararlı bir düşman olduğunu bildirmiş ve ona uymayı da yasaklamıştır. İnsan kendi hür iradesiyle, bile bile şeytana uyduğu zaman da yaptıklarından dolayı Allah insanı tamamen sorumlu tutmuştur.
“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” ayetine göre cinlerin yaratılış gayesi de, insanlarda olduğu gibi, Allaha inanmak, ona ibadet ve onu tanıma yolunda terakki etmektir. İnsanlar içerisinde bu imtihanı kaybeden küfür ehli insanlar bulunduğu gibi cinlerde de bulunmaktadır. İşte şeytan bu ikinci kısım cinlerdendir. Kendisi Hz.Adem’e (as.) secde etmediği için İlahi rahmetten kovulmuş ve İlahî hikmet olarak, kendisine kıyamete kadar insanlara musallat olma, onları yoldan çıkarmak için çalışma izni verilmiştir.
Allah şeytanı, insanların makamlarını yükseltmek için bir sebep yarattığı için bunda bir çirkinlik yoktur. Bir zulüm ve çirkinlik varsa o da isteyerek şer işleyen insanlardadır.
Saygı ve sevgilerimle
Öğrenci