Hürmetle Muhabbetle Merhaba!

Sn. Özden Çiçek'in karıncaların dünyasına ilişkin o güzel mesajını zevkle okuyanlardanım. Dolayısıyla, o güzel sohbete katılmak maksadıyla kaleme sarıldım.

Şahsen, "karınca" kelimesini duyduğumda hep Hz. Süleyman'ı (Aleyhi's-SELAM) hatırlıyorum. Bende uyandırdığı çağrışım genelde budur.. Ardından, NEML SÛRESİ gelir aklıma...

Gerçekten gündelik hayatın koşturmacasında, bereket ve bolluk için okunan-yazılan Karınca Duası'nın varlığını hepimiz biliriz de Kurân'ımızdaki Karınca(Neml) Sûresi'ni kaçımız hatırlarız..? İşte, Özden Hanım'ın o güzel mesajı bendenize Neml Sûresi'ni bir kere daha hatırlattı.. Hemen, sûreyi baştan sona taradım ve Hz. Süleyman ile bir karınca arasındaki iletişimin konu edildiği âyetlere geldim..

Hz. Süleyman, birçok çizgi roman yazarının hayal gücünü bile zorlayacak nitelikteki bir süper orduyla yol alıyordu 17. âyette.. 18. âyette ordu karınca vâdisinden geçmek üzereydi ki bir karınca "Ey Karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler" diyordu...

Gerçekten çok ilginç! Kurân'dan önceki tarihte yaşamış kaç şanslı insanın sözü Kurân ile bizlere ulaştırılacak kadar ayrıcalığa ulaşmıştır?! Bu karıncanın çok ayrıcalıklı olduğu âşikâr... Nitekim, Hz. Süleyman karıncanın bu sözünü işitince hayretinden olsa gerek gülmemek için kendisini zor tutarak tebessüm etti 19. âyette...

Fakat, asıl ilginç olanı kanaatimce bundan sonra.. Yine 19. âyette ve Hz. Süleyman'ın duasında... Rabbimiz ile Hz. Süleyman arasında saklı kalmayıp 19. âyette Kâinat ile paylaşılan duasında...

Hz. Süleyman karıncanın bu hayret uyandıran sözleri karşısında duaya geçti ve şöyle diledi... "Ey Rabbim! Bana, anneme ve babama verdiğin nimetin sebebiyle şükretmeye; râzı olacağın sâlih amellerde bulunmaya beni yönlendir.... BENİ RAHMETİNLE SÂLİH KULLARINA DÂHİL EYLE!"

İşte tam buraya (büyük harflerle yazdığım kısım) takıldım!! Çünkü, akıl almaz bir orduya hükmeden bir PEYGAMBER hükümdar kendisi... Karıncaların bile dilinden anlayacak kadar ayrıcalıklı kılınmış üstelik.. Hâlâ daha -nasıl?- SALİH KULLARDAN olabilmek için Rabbimizin Rahmetine atıfla özel bir talepte bulunma ihtiyacı duyabiliyor??

Ne kadar muazzam öyle değil mi??

Ne büyük terbiye öyle değil mi??  

Özden Hanım'ın mesajından önce Neml Sûresi'nin 19. âyetindeki bu hikmetli duayı bu kadar dikkatli okumamıştım... Yâni, bir peygamber bile hâlâ daha "beni salih kullarının arasına kat" diye dua edebiliyormuş..

Bu duanın bizler için de kabul olunmasını Cenâbı Allah'tan niyaz ediyorum..

Son olarak -izin verilirse- iki notum var.. Biri, Üstâdımız Sabri Bey'in hakkımızdaki hüsnü şehâdetleri.. Hakikaten, hayatta teşvik edilmek çok güzel.. Bu yüzden, Sabri Bey'in o lutufkâr ve müşfik düşüncelerinin teşvikiyle insanlık liyâkatini kazanma ve yaşama yolunda inşaALLAH daha şevkli olabileceğiz..

Diğer notum da merakımdan kaynaklanıyor.. Bu yüzden haddimi aşmaktan çekiniyorum.. Daha önceki yazışmalardan birinde çok saygıdeğer Nermin Hanım ömür boyu oruç adadıklarından bahsetmişlerdi.. Merakım lütfen mâzur görülsün.. Bunun dînî açıdan yerindeliği konusunu araştırıp araştırmadıklarını merak ediyorum..

Selam ve Saygılarımla,

Kardan Adam

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :