Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayat sınavı
Gönderen : Özden
Tarih : 10/17/2011 1:04:41 PM


 


Sevgili Babacigim,


 


 


Güzel bir günün sabahından sevgi ve selamlar gönderiyorum. Uyku tutmadı yine bu sabah. Çayımı demledim, penceremin önüne yerleştim . Gün doğuşunu , güneşin turuncu ışınlarının denizdeki aksini seyrederken düşüncelere daldım gittim.


 


 


Bazen düşünüyorum da insan olmak zor zanaat.. İnsan topluluğunun içinde yaşamak, diğer insanlarla güzel geçinmek, kimseyi incitmemek, kimseden incinmemek…


Her insan başlı başına bir dünya… Bazen olaylara karşındakinin gözüyle bakmak , değerlendirmek ne denli güçleşiyor. Herkesin davranışlarını , düşüncelerini etkileyen o kadar çok sebep var ki.. Doğduğu zaman birlikte getirdiği genetik özelliklerinin üzerine, yaşadığı her an yeni birşeyler inşaa ediyor.. Bebeklikten itiberen yaşadığı her olay onun kişiliğinde bir yapı tası oluyor.. Ve zamanla, içinde besleyip büyüttüğü kişiliği, varsa inancı onun toplum içindeki davranışlarını biçimlendiriyor. Ne tek başına genler sorumlu, ne tek başına aileden aldığı eğitim, ne de inancı.. Hepsi öyle derin bir etkileşim içindeler ki.. Üstelik herşeyin doğrusunu bilmek de yetmiyor.. O benlik , o nefis var ya her yerde zorluyor insanı.. Doğru bildiğini uygulama noktasında bir iç savaş yaşanıyor … Hani çizgi filimlerde görürsünüz , benim çok hoşuma gider.. Bir insan tam önemli bir karar aşamasındadır ki , basının iki yanında minik bir melek ve minik bir şeytan belirir. Melek doğruyu ve güzeli söyler ona yönlendirmaye çalışır, Şeytan ise ha bire kötü yönde aklını çelmeye çalışır. Hepimiz her an bu çatışmalar içinde değilmiyiz aslında..


 


 


Davranışlarımıza ne kadar dikkat edersek edelim, ne denli hassas olursak olalım, insanlara ne denli değer verir ve onları üzecek yanlış birşey yapmaktan sakınırsak sakınalım yine de kendimizi insanoğlunun bazen hiç beklenmedik tepkilerinden kurtaramıyoruz.. Daha dün bir arkadaşla bu konuyu uzun uzun konuştuk. Kesinlikle çok iyiniyetle yaptığı bir davranış sonucu yanlış anlaşılımış ve üzüntüye boğulmuştu.. İstemeden birinin incinmesine sebep olduğu için acı çekiyordu ... Sanki biz daha hassas ve ihtimamlı davrandıkça olaylar daha da üzerimize geliyor.. Biz kimseyi kırmamak için çabaladıkça , karşımızdakiler olmayacak şeylerden beklenmedik sonuçlar çıkarıyorlar..Dedim ya insan olmak zor zanaat..


 


 


Hani Yunus ‘un dediği gibi


Bir çeşmeden akan su


Acı , tatlı olmaya..


 


 


İnanıyorum ki dünya hayatı bir sınav, hemde zorlu, çetin bir sınav . Her bir olan olayda çıkarılacak bir ders var. Başımıza umulmadık bir olay geldiğinde demeliyiz ki ;  kısmetimde bu maruz kaldığım durum da varmış demek .. Hesaplaşmalıyız  kendimizle, Eğer biz sebep oldu isek düzeltmeliyiz hatamızı ,  özür dilemeyi bilmeliyiz, eğer vicdanımız rahat ise , niyetimiz iyi ise ama yanlış anlaşıldı isek o zaman Rabbime emanet bundan sonrası,


Hoştur bana senden gelen


Ya hilat u yahut kefen


Ya taze gül yahut diken


Kahrın da hoş lütfun da hoş.


Diyebilimeliyiz ...


 


 


En doğrusu insanlardan  birşey beklememeyi öğrenmeliyiz… Çünkü biz ne kadar iyi ve özenli davrandıysak  karşı taraftan aynı hassasiyeti , düşünceyi bulamadığımız, hatta tam aksine hoyrat davranışlara maruz kaldığımız oluyor. İşte o an insan istemese de, içi açıyor. O yüzden iyilik yap denize at misali ... Biz bize yakışan , inandığımız ve Rabbimizin emrettiği şekilde doğru dosdoğru , ince , düşünceli , sevgi dolu olmalıyız. Arif olan anlar.. Zaten insanlara söyleyebildiklerimiz onların anladıkları kadardır… Eğer aynı şekilde karşılık görürüsek mutlu oluruz. Aksi halde de bir beklentiye girmediğimizden kırılıp üzülmeyiz.


 


 


Herkes kendi davranışlarından sorumludur değil mi? .. Bizim imtihanımız bizim davranışlarımızdan.. Karşı taraf niye öyle yaptı diye sorulmayacak bize, sen niye böyle yaptın diye sorulacak..


 


 


Hayatı hep başkaları ne diyecek , ne söyleyecek ne düşünecek, beni nasıl değerlendirecek, beni beğenecekler mi,  diye düşünüp yaşamaya çalşimak ne acıdır .. Ya da hep, ben bunu isterim, ben bunu doğru diyorum, ben bunu yap dedim, ben en iyisini bilirim diye yaşamak…Rabbim korusun ...


 


 


Evet bu dünya hayatı zor bir imtihan. Zor ama cevap anahtarı olan , hatta kitabı açık yapılan bir imtihan. Yüce kitabımız Kur'anmız elimizde her an , bakmak okumak anlamak, uygulamak serbest . Peygamber efendimiz SAV hadisleri , davranışları, hayatı önümüzde ... Örnekleri bakıp incelememiz isteniyor bizden... Zor ama çok adil bir imtihan değil mi?


Çözüm ise  yüce Yartıcımızın dediği ve istediği gibi yaşamak ve davranmak..


Büyük İslam alimi ustad Bediüzzaman’ın dediği gibi AMELİNİZDE RIZA-İ iLAHi OLMALI, EĞER O RAZI OLSA BÜTÜN DÜNYA  KÜSSE EHEMMİYETİ YOK, EĞER O KABUL ETSE BÜTÜN HALK REDDETSE TESİRİ YOK


 


 


Biz bizim üzerimizde oyunlar oynayan ve bize kötülüğü dokunanlara karşı aynı şekilde karşılık vermeyeceğiz. Çünki altın olanın muhatabı hiçbirzaman teneke olmamıştır., Altın olan en azından elmasla aynı kefeye koyulmaya çabalamalı ve umut etmeli ki değerine değer katılsın. Bu arada içine düşülmemesi gereken yanlış , belki de kötü olanı küçümsemek olur Unutmayalım bugün iyi olan biziz ama yarın kötü olan da bizden başkası olmayabilir.. İnşaalah Rabbim gönül gözümüzü her daim açık etsin, bizi bir an nefsimizin eline bırakmasın ve içimizden insanlara karşı, tüm yaradılmışlara karşı sonsuz sevgi ve muhabbeti eksik etmesin. İçimizdeki o Allah rızası için sevgi kapısı açılmadıklatan sonra , tüm insan üzerine söylenenler, yazılanlar , okunanlar boş ve biçare kalır…İmandan başka hiçbir güç bizim bu acımasız yaşam kargaşasında, bu insan kalabalığında yara almadan , tökezleyip düşmeden, yıkılmadan mücadele etmemize yardımcı olamaz..


 


 


Bu güzel günün sabahında sizlere 99 esma 99 dua dan bir bölüm ile  veda ediyorum.


 


 


 


Ya Cebbar!


Sen ki mağrurları gururlarına esir eylersin


Sen ki kibirlenenlerin boynuna kibirlerini taşma eylersin


Sen ki zor kullanıp zulmedenleri vicdanlarının pençesine hapsedersin


Bir sineği vasıta eyle de Nemrutlardan kurtar beni


Bir asa yi vesile eyle de firavunlara galip getir beni


Ebabilleri gönder de Ebrehlerin fillerinden koru kalbimi


Nefsimin beni isyana zorlamasına izin verme


Aklımın beni saptırmasına geçit verme


Hep itaat üzre sabit kıl beni


 


 


Ya Hakk!


Ancak sana yönelmek kuluna haktır


Kıblenden saptırma beni


Ancak sana edilen dualar kuluna haktır


Mahrum bırakma beni


Ancak senden dilemek kuluna haktır


Sahipsiz bırakma beni


Ancak sana dayanmak kuluna haktır


Çaresiz bırakma beni


Ancak sana varan yollar kuluna haktır


Yoldan çıkartma beni


Her şeyden çok seni sevmek kuluna haktır


Yetim bırakma beni


Bela hakkındaki hükmüne,  Haktır


Ya Rabbi hak ettiğimle değil lütfunla ağırla beni


Amin !


 


 


Rabbim her daim yar ve yardımcımız olsun.


 


 


Sevgi ve muhabbetle..


Özden


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]