Aziz Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,
Hepinize esenlik dolu, güzel günler dileğiyle Merhaba.
Değerli dostlar bugün yine Sayın Büyüğümüzün eski bir TV sohbet notunu okuyalım dilerseniz.
Hayırlı günler dileğiyle, saygılar, sevgiler...
Çiğdem Seçkin Gürel
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR - 43
KONU: HAYAT VE İNSAN
22 Nisan 2000 Cumartesi
Sabri Tandoğan
Yıllar önce bir heykeltıraş Afrodit heykeli yapıyor, yıllar sonra bile en güzel heykel sayılıyor, çok eski bir piyesi hâlâ en güzel duygularla izleyebiliyoruz. Çünkü insan aynı insandır. Yıllar bunu değiştirememiştir. Bu hep olacaktır.
Bazı insanlar sağ gösterip sol vuruyorlar, tutarsız davranışlar sergiliyorlar. Ne yapalım Efendim, nasıl olsa hesabını kendileri verecekler... Bizim için önemli olan olayları takip etmek, her şeyin farkında olmak ama bunları kendi çevremize yansıtmadan, hayatımızın ahengini bozmamak, sevdiklerimize yansıtmamak, sükûnetle tavır almaktır. Varsın insanların tutarsız halleri olsun. Dıştaki kötülükler, riyakârsızlıklar, saygısızlıklar, samimiyetsizlikler, sizin sınırınıza gelince duruyor mu durmuyor mu, önemli olan budur Efendim.
Resullullah (SAV) Efendimiz ilk vahiy geldiğinde büyük bir ruhsal değişim geçirir. Dünyadaki kadınların en asili, güzeli olan Hz Hatice (RA) O’nu yalnız bırakmaz Ama Taif halkı Resullullah (SAV) Efendimize yapmadıklarını bırakmazlar. Bir sahabi der ki “Ey Efendim, beddua edin de hepsi helak olsunlar.” Resullullah (SAV) bunun üzerine “Yarabbi,” der “bu Taif halkı aslında iyi insanlar ama ne yaptıklarını bilmiyorlar, sen onları hidayete eriştir.” Bu ince cevap orada bulunan Sahabileri hayrete düşürür.
Lokman Hekim’e sormuşlar: “Ey Lokman sen içinde bulunduğun beldenin en güzel insanısın, en zarifi, en edeplisisin, bu hâle nasıl eriştin?” O da demiş ki “Etrafıma baktım, edepsizler ne yapıyorlarsa ben tersini yaptım” Resullullah (SAV) Efendimiz buyuruyor ki “Eğer kıyamet de kopuyor deseler, elinizdeki fidanı sükûnetle dikin, sonra varsın kıyamet koparsa kopsun.”
Bugünkü cemiyetimizde birbirinden güzel, nur gibi olmuş, meleklerin gıpta edeceği kadar güzel okumuş, okumamış, köylü, kentli birçok insan yaşamaktadır. Önemil olan olayları izlemek, farkında olmak ama bir çiçek gibi yaşamak, bir çiçek gibi Hakka göçmektir.
Bir gülü alalım Efendim, kireçli toprak, gübre, taşlar... Bunların arasından o güzelim güller, pembe, sarı, beyaz mis kokulu güller çıkıyor. Niye biz de böyle gül gibi olmayalım? Ümitsiz olmayalım Efendim. Belki güllerin bile gıpta ettiği güzel insanlar yaşıyor içimizde. Onlar öyle arınmışlar, öyle güzelleşmişler ki melekler onlara gıpta ediyor. Bu imkân herkese açıktır Efendim. Bir Mevlana, bir Hacı Bayram Velî çıkmış, Bir Eşrefoğlu Rûmi çıkmış... Siz sanıyor musunuz ki bu güzel insanlar hiç acı, ıstırap çekmediler... Ama onlar “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” diyeler yaşadılar ve ışık dolu olarak Hakka göçtüler. Allah (cc) bunu cümlemize nasip etsin Efendim.
SABRİ TANDOĞAN