Sayın “Gönül Yolcusu”,
30.12.2011 tarihli mailinizi aldım.
Kendisine Hz.İnsan olmayı hedefleyen bir kimse için ilk yapılacak iş sevgi, saygı, edep kapısından girmek olacaktır. O kapıdan girmeden hiçbir manevi mekana çıkılamaz. Çıktığını sananlar ya kendilerini aldatıyordur, ya da o makama çıktım diyen sahtekarlar, şerefsizler, onlara menfaatleri için kazık atıyordur.
İkinci olarak idrak makamına yükselmek gerektir. Çünkü bilmek başka, öğrenmek başka, idrak yine başkadır. Öğrenilenlerin, bilinenlerin, idrak makamına yükselmedikçe insana hiçbir faydası yoktur. Sadece aptal, gerizekalı, salak insanlar bir şeyleri bildiklerini, öğrendiklerini sanırlar. Önemli olan idrak makamında bunların değerlendirilmesidir.
Üçüncü olarak idrak ettiklerimiz, günlük hayatımızda, örneğin aile hayatında, meslek hayatından, sosyal hayatta yaşanması gerekir. Yani teori ve pratik burada karşımıza çıkıyor.
İnsan kendi kendisi olmadıkça, Hz.İnsan makamına yükselmedikçe aldığı kararlar hep havada kalır. Onun yaptığı sadece yaz boz tahtasıdır. Bu husus kavranılmadan insanın hayatta başarılı olması, sevilen ve sayılan bir insan olması imkansızdır.
İnsan sevgi, saygı, edep kapısından girip idrak makamına yükselip Hz. İnsan olmadıkça hayret makamına yükselemez. Ancak İnsan-ı Kamil olanlar, yeryüzündeki bir kum tanesinden, gökyüzündeki samanyoluna kadar her şeye ürpererek bakarlar, her zerre bir tefekkür konusu olur. İşte o zaman hayret makamını yaşamış oluruz.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Geri Dön