Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Hiç kimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz.
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 12/21/2006 9:52:40 PM


Sayın Reyhan Kaya,
21.12.2006 tarihli mailinizi aldım.
Sevgili yavrum, kıymetli mailinde hayatın bir realitesini ne güzel anlatmışsın. Fırından ekmek alırken, bakkaldan peynir alırken, otobüste giderken yanıbaşımızdaki insanın neler düşündüğünü, neler hissettiğini hiç bilmiyoruz. Büyükşehirlerde insanlar kapalı kutular gibiler. Yunus Emre,
“Hiç kimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz” diyordu. Birbirimize yabancıyız. İş burada kalsa gene iyi. Ardından zanlar, vehimler, kuşkular, yakıştırmalar başlıyor. İnsanlar herkesi kendi vehimlerine göre yorumluyorlar. Acaba onun iç dünyasına inebildik mi, acaba onun acılarını, ıstıraplarını, gizli gözyaşlarını sezebildik mi?. Yoksa oturduğumuz yerde ahkam mı kesiyoruz? Atila İlhan bir şiirinde
“Anladım imkansız şey
Bir insanın bir başka insanı anlaması”
diyor. Bu yanlış anlamalar, yanlış yorumlamalar evlilik hayatında olunca daha da ıstırap verici oluyor. Tanıdığım bir genç kız eşi tarafından altı ay içinde terkedildi. İnandığım, güvendiğim, itimad ettiğim, yağmur suyu kadar saf ve temiz, yeni doğmuş bir bebek kadar masum bir genç kızdı. Bütün varlığıyla, bütün benliğiyle, vücudunun bütün hücreleriyle eşini ölesiye seviyordu. Ne yazık ki Zemzem temizliğindeki bu sevgi tek taraflı olarak bitirildi. Ve onun pınarın suyu kadar temiz gözyaşları ömür boyu akacak.

“Ve birer kalp bıraktılar bize kırık
Ömrümüzce gözyaşı döktürecek”

Hayat böyle. Bazan evliliklerde, bazan dostluklarda, arkadaşlıklarda bu böyle oluyor. Siz en temiz, en nezih, en güzel (Allah şahittir), en gerçek duygular içindeyken karşı taraf sizi bir tekmede atıyor. Oysa tekmeyi yediğiniz anda bile onun sevgisiyle dolusunuz. Tekmeyi yediğiniz anda bile onun için gerekirse canınızı, gerekirse malınızı hiç düşünmeden her an vermeye hazırdınız. Ama ne hikmetse dost dediğiniz, arkadaş dediğiniz, uğruna başınızı koymaya hazır olduğunuz insanlar vahşi bir zevk alarak sizi tekmeliyorlar. Bu durumda yapacak ne var? Hiçbir şey. Sadece başınızı öne eğiyorsunuz, kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kalarak ağlıyorsunuz. Bazan bu göz yaşları ömür boyu devam ediyor. Kimbilir, bu gibi durumlarda belki de bizim bilmediğimiz birtakım hikmetler, dersler, incelikler var. Önemli olan bu gibi durumlarda dahi cami önüne bırakılan bir çocuk gibi sizi terkeden insanlara karşı yine de hayır dua edebilmek, onların iyiliğini, sağlığını, mutluluğunu isteyebilmek. İşte bunun yapabildiğimiz an insan hayatın en büyük sınavlarından birini başarıyla veriyor. Allah bizi ve yeryüzündeki bütün insanları kırgınlığın doğurduğu kinlerden, nefretlerden, düşmanlıklardan uzak tutsun. Ve son nefesimizi vereceğimiz zaman kalbimize baktığımızda orada sadece iyilik, güzellik, aşk ve dostluk bulunsun. O zaman

“Sevginle gireceğim toprağa
Sevginle çıkacağım topraktan”

diyebilelim.
Sevgili yavrum, unutmayalım hepimiz sınavlar içindeyiz. Bizler bu dünyaya yiyelim içelim, gülelim eğlenelim, göbek atalım diye gelmedik. Bizler bu dünyaya arınmaya geldik, temizlenmeye geldik, yontulmaya geldik, adam olmaya geldik. Allah bizlere de yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de tek istisna olmadan başarılar nasip etsin. Ve sonunda
“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyelim. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Hiç kimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz. Yazan Reyhan Kaya
Cvp: Hiç kimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz. Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]