Saygıdeğer Büyüğüm,

Hürmetlerimle,

Cumartesi günü misafir olarak bulunduğum şehirde Bir duyuru yapılıyordu. Şehre Sayın Hocamız Yusuf Halaçoğlu’nun geleceğini ve sözde ermeni soykırımı üzerinde konuşma yapacağını ve bütün şehir halkının davetli olduğunu bildiriliyordu…

         Ben de bu davetin içersinde olduğumu düşünerek konferansın yapılacağı Kültür sarayına gitttim. Belli Protokol konuşmalarından sonra Sayın Hocamız konuşmasına başladı.  Konuşmaya bu çalışmalara başlarken ‘’Biz Ermenilere ne yaptık’’? ya da ‘’Ermeniler bize ne yaptı ‘’diye başlamadık, ‘’ Ermenilere ne oldu diye? başladık’’  demesi beni çok heyacanlandırdı. Karşımda meseleye son derece hakim, objektif, her türlü ön yargıdan uzak, evrensel değerlere saygılı,  bu işe gönül vermiş bir bilim adamı duruyordu.

       Konuşmasının her cümlesinde; Belge ve bulgulara  dayalı ve  somut örneklerle bu olayların sadece 1915 olayları değil 1914’den itibaren başlayan olaylar olduğunu,  bizim Millet-i sadıka dediğimiz hatta içlerinden Sadrazam bile çıkardığımız bir milletin Rusların, Fransızların, İngilizlerin kışkırtmasıyla  nasıl  ihanet içerisine girdiklerini, Biz Çanakkale’de ve diğer cephelerde çarpışırken, Onların ise vatandaşı olduğu Osmanlıya ihanet ederek Rus, İngiliz ve Fransız ordularında asker olarak ve çeteler halinde hangi bölgelerde çarpıştıklarını,  A.B.D  lilerinin yaptığı silah yardımlarını, bu ülkelerin arşivlerinde çalışma yaparak ortaya çıkartıldığını, Osmanlının da uluslararası Hukuktan doğan yer değiştirme  hakkını kullandığını, Ermeni çetelerin hangi bölgede ne kadar kadın çocuk demeden katlettiğini açıklıkla  ortaya koyuyordu.   

       Biz dinleyiciler de,  ecdadımız  dün ve bugün nasıl bir ihanetle karşı karşiya olduğunu ve meselenin nasıl çarpıtıldığını bir kez daha hayretle öğreniyorduk.

       Son olarak  Sayın Hocamız  ‘’Biz bu konuda kendimizi yeteri kadar ifade edemiyoruz’’ şeklindeki eleştiriye verdiği cevapta da  biz kime kendimizi ifade edeceğiz. Zaten bu Batılı ülkeler o tarihte olayın içerisinde olan ve Ermenileri kışkırtıp savaştıran Ülkeler olduğunu bu konunun yeteri kadar açıklığa kavuşturulması durumunda ise kendi yaptıklarının ortaya çıkacağından korktukları için Fransa’nın yaptığı  gibi Yasaların çıkartıldığını belirtti.

      Konferanstan çıkarken Ülkemizin; Yusuf Halaçoğlu gibi yürekli, çalışkan, sorumluluk sahibi, vatansever, inançlı, her türlü zorluğa karşı,  haklı olduğuna inandığı konuda herkese verebilecek cevabı bulunduğunu ortaya koyabilecek bir duruşu ve öz güveni olan bilim ve devlet adamlarına ne kadar ihtiyacı olduğunu düşünüyordum.

      Allah Bu güzel insanlardan razı olsun onların gayret ve güçlerini artırsın ve onların yardımcısı olsun, korusun   ve  İnşallah bunların sayılarını artırsın….Amin

Saygılarımla Ellerinizden öperim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :