Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 1/13/2012 1:11:48 PM


 


 


 


 


Çok Değerli büyüğümüz ve Saygıdeğer Dostlar,


 


Hepinize hayırlı, çok güzel bir gün dileğiyle Merhaba…


 


Bugün Sayın Büyüğümüzün yıllar önceki bir TV sohbet notunu paylaşıyoruz sizlerle.


 


Saygı ve sevgilerle…


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR - 45


KONU: CADDELERİN TEMİZLİĞİ                                                                


4 Haziran 2000 Pazar


Sabri Tandoğan


Eski Sayıştay Başkanı Sayın Mümtaz Tarhan daha sonra İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı olmuştu. Belediye başkanı olduğu günlerde sokaklara tükürenlerden, izmarit atanlardan ceza alma uygulaması başlatmıştı. Kendisi de dakika dakika bunun uygulanmasını kontrol ediyordu. Ama İstanbul halkı rahatsız oluyoruz diye bu uygulamayı kaldırtıyor, başkanı da görevden aldırıyorlar. Ben bu uygulamayı yeniden koyacak belediye başkanını onore etmeyi ve heykelini diktirmek için elimden geleni yapmayı üzerime alıyorum efendim.


Yurtdışında yaşayan bir doktor tanıdığım anlatmıştı. Bir gün kapı çalıyor. İki polis. Diyorlar ki “Efendim siz mutfak pencerenizin önüne domates ve yağ koymuşsunuz. Karşı tarafta oturan bir yaşlı hanım şikâyet etti. Balkona çıkınca bunları görmek istemiyorum.” diyor. Balkon deyip geçmeyin efendim, balkon bir evin hanımefendisinin, beyefendisinin hakkında önemli bir ipucudur! Şimdi insanlar kırık masayı balkona koyuyor, bozuk lastiği balkona, oyuncağı balkona... Sonra ne oluyor efendim, bütün apartmana böcekler doluyor.


Bir tanıdığım anlatmıştı, Viyana’da anne baba, çocuk arabayla bir yerde duruyorlar. Baba bir iş için onları arabada bekletiyor. Çocuk o esnada bir çikolatasını yemek için kağıdını arabanın camından ince ince yoluyor. Sonra da afiyetle yiyor.  Daha sonra bir yaşlı bey geliyor, arabanın camına vuruyor, yerdeki kâğıtların toplanıp çöpe atılmasını rica ediyor. Önce aldırmıyorlar. Böyle böyle böyle beş kişi gelince kadın dayanamayıp kâğıtları inip topluyor ve çöpe atıyor. Daha sonra o beş kişi tekrar gelip teşekkür ediyorlar, “Eğer,” diyorlar “böyle yapmasaydınız sizi polise şikâyet edecektik.”


İyi hareketleri onore etmek, kötü davranış ve insanları cezalandırmak vatanını sevmenin bir göstergesidir.


Bazen gençler parka gelip ayçekirdekleriyle yeri pisletiyorlar. Sonra bir başkası gelip orada sıkıntılarını unutabilir mi?


Bana göre efendim bu tür davranışları kibarca, efendice uyaralım. Dayak yeriz diye korkmayalım. “Gerekirse vatanımız için ölürüz, canımızı veririz” diyoruz da niye dayak yemeyelim? Bazen gençler kampanya açıp deniz kıyılarını temizliyorlar. Ben bu gençleri saygıyla, sevgiyle karşılıyorum.


Lütfen biz de karınca kararına bu tür çalışmalara bir katkıda bulunalım, böyle kampanyalara katılalım. Bununla övünelim.


Pırıl pırıl bir ruh haline sahip olmamız için şekil olarak da güzel olmalıyız efendim. Güzel sanatlarda kuraldır:


“Şekil özü yaratır.” derler.


Ben dış görünüşü kirli, pis olan, bunlara müsamahalı bakan bir insanın iç dünyasının da temiz olabileceğine inanmıyorum. Memleketimizin daha temiz ve güzel olması için gayret eden, edecek olan insanlara şimdiden teşekkür ediyorum. Allah onların sayılarını artırsın.


SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]