MUTLULUĞUN RESMİ

Bir ülkenin hükümdarı bir yarışma düzenlemiş ve mutluluğun resmini yapan kişiye büyük bir ödül vereceğini duyurmuş.Ülkede ne kadar ressam varsa hepsi hazırlanmaya başlamışlar.Çok güzel eserler ortaya çıkmış. Kimisi dingin bir göl resmi yapmış, kimisi doğadan güzel bir kesit hazırlamış, kimisi deniz manzarası oluşturmuş, kimisi dostluğu resmetmiş, kimisi sevgiyi...

Günlerce süren çalışmalar sonrasında yarışma günü gelmiş çatmış. Tüm ressamların eserleri hükümdara sunulmak üzere sergilenmiş. Hükümdar hepsini tek tek incelemiş ve içlerinden birini seçmiş. Seçtiği resim adeta bir kaos ortamını yansıtmaktaymış. Resimde fırtına öncesi karanlık, rüzgarın şiddetini ifade eden çizgiler, şimşekler, bir çağlayan,adeta kontrolsüzce akan bir nehir, nehrin hemen dibinde bir ağaç, ağacın üzerinde bir kuş yuvası ve yuvanın içinde 3 tane yavru kuş ve annelerinin onları beslediği an resmedilmiş.

Hükümdar ressamı çağırmış ve resmi “Mutluluğun resmi” olarak seçtiğini ilan etmiş. Bu seçimin ardından diğer ressamlar arasında büyük bir uğultu kopmuş. Bir türlü anlayamamışlar hükümdarın neden bu resmi seçtiğini. Onlara göre bu resmin bir kaostan farkı yokmuş, insanda mutluluk yerine adeta korkuyu çağrıştırmaktaymış. Hükümdara neden  bu resmi seçtiğini sormuşlar. Hükümdar cevap vermiş :

“Gerçek mutluluk, kaos ortamında dışarıda olanlardan etkilenmeden kendi iç dünyamızda huzuru ve güzelliği yaşayabilmektir.”

Bu dünya hiçbir zaman barış ve huzur dünyası olmadı, bundan sonra da olmayacak. İnsan dış dünyayı değiştiremez fakat kendi dünyasını değiştirebilir. Bizler kendi içimizdeki kaostan yani tüm çatışmalardan, hırslardan,nefsani ve olumsuz duygulardan ve düşüncelerden kurtulduğumuz an güzelliklerin  kapısını aralamaya ve hayattan zevk almaya başlarız. Aslında herkes kendi mutluluğunun ressamıdır. Mutlu olabilenler dünya kaosunun içinde mutluluğun resmini yapmayı başarabilenlerdir.

Saygı ve sevgilerimle

Öğrenci