S ayın Mustafa Eskin,
22.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Değerli kardeşim, Edison elektriği bulmak için ikiyüz bin deney yapmıştı, bulduktan sonra kendisine soruyorlar, “Efendim, diyorlar, ikiyüzbin deneyde sonuca varamasaydınız ne yapacaktınız?” Edison gülümsüyor, “Ne yapacaktım” diyor, “üçyüzbine doğru yol alacaktım”.
Geçen yılların birinde İdil Biret’in bir konserine gitmiştim. O kadar güzel çalmıştı ki dayanamadım, ağlayarak dinledim. Nihayet konser bittikten sonra kulise gittim, kendisini tebrik etttim ve sordum, “İdil Hanım”, dedim, “bu kadar başarılı olmanızın sırrı nedir?” Güldü, “Beş yaşındaydım” dedi, “piyanonun başına oturdum. Şimdi ellibeş yaşındayım, elli yıl, fasılasız çalıştım. Bir gün bile ara vermedim”. “Efendim”, dedim, “arada doğum günü partisi, yılbaşı eğlencesi olmuyor muydu?”, “Hayır” dedi, “her gün çalıştım”.
Bizim de görevimiz her an insanları daha çok sevmek, onlara daha çok faydalı olmak. Bizi kırabilirler, incitebilirler, ağlatabilirler, uykusuz bırakabilirler ama bizim vazifemiz yine de onları sevmek, onlarla beraber olmak. Yarışı bırakmak yok, maçı terketmek yok. Hep, mücadele, mücadele, düştüğümüz yerden kalkıp, silkinip yeniden mücadele etmek. Benim size söyleyeceğim bu. Lütfen mücadelenize devam edin, hiçbirşey olmamış gibi yeniden yeni baştan hayatı sevin, insanları sevin, o arkadaşınızı sevin ve sürekli olarak maçı götürün. Düştüğünüz yerden bir avuç toprakla kalkın. Selam, sevgi, saygı ile.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :