Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Herşeye rağmen sevgi ve saygı
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 12/23/2006 8:03:07 AM


Sayın Hülya Hanım,


22.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, mailinde sorduğun sorunun en güzel cevabını yine kendin vermişsin. Bir kural vardır: “Tabiat boşluktan hoşlanmaz” diye. Boşluk, ikame suretiyle diğer nesnelerle doldurulur. Bizim toplumumuzda da öyle oldu. İstisnalar dışında ailenin, okulun, toplumun müştereken ortaya çıkardığı manevi boşluk bu defa insanoğlunun nefsaniyetiyle, egosuyla, bencilliğiyle daha doğrusu içindeki hayvani dürtülerle dolduruldu. Bunlara yaldızlı kaftanlar giydirildi. Fiyakalı isimler konuldu. Bu kaftanlar yerine göre çağdaşlık, modernlik, uygarlık, Avrupalılık maskesi altında Türk toplumuna yutturuldu. Bakmayın siz bu fiyakalı laflara, bugün memleketimizde cahiliye devrini aratan bir nefsaniyet hüküm sürmekte. İşinden çıkıp da akşam evine giderken trafiğin karmaşasından insanlarımızın sabırsızlığından, korkunç egoizminden utanç duymayan bir tek temiz insan acaba var mıdır, düşünülebilir mi? Her yerde benliğin çirkin haykırışları. Nereye giderseniz gidin bu tamtamlar sizi takip ediyor. Bu cehennemi bizler terbiye görmemiş, eğitilmemiş kendi egomuzla ortaya çıkardık. Şimdi onun alevleri içinde cayır cayır yanıyoruz. Okullarımız, üniversitelerimiz, devlet dairelerimiz, işyerlerimiz, çarşımız, pazarımız bu yangının alevleri içinde.


Ama bir zamanlar böyle değildik. Ülkemiz güzellikler ülkesiydi. Orda sevgi vardı, saygı vardı, edep vardı, incelik vardı, dostluk, arkadaşlık vardı. Bir mutasavvıf şair o güzellikleri nakış nakış gönüllere işliyordu.


“Gül alırlar, gül satarlar


Gülden terazi tutarlar


Gülü gül ile tartarlar”


diyordu. Hayatı bir Pazar yerine benzetiyordu. Öyle bir Pazar yeri ki kapısı gül, yolu gül, terazisi gül, dirhemi gül, alan gül, satan gül, satılan güldü. Ne zaman ki o güzellikleri bıraktık, balı zehirle değiştik. Taklitler, özentiler içinde insanlar birbirleriyle çirkinlikte yarışır oldular. Benim cumhurbaşkanım TRT genel müdürlüğüne seçilecek zat için apartman kapıcısından tahkikat yaptırmaya başladı. Karısı başını örtüyor mu, örtmüyor mu diye. Çocukları hangi okula gidiyor diye. Aynı cumhurbaşkanı Ramazan’da yetmiş milyonun önünde suyunu lıkır lıkır içiyordu. Ama çocukluğumdaki komşumuz Sürpik teyze bunu yapmamıştı. “Ben Ramazan’da komşularımın yüzüne bakarak nasıl sigara içebilirim” diyerek sigara özlemini Ramazan’dan sonraya ertelemişti. Hepimiz bir geminin içindeydik. Ve o gemi azgın dalgalarla boğuşuyordu. Bizler, hepimiz elimizde bir çivi o gemide bir delik açmaya çalışıyorduk.


“Ne yazık, ne yazık, herkes çaktı bir kazık”


İşte yavrum, böyle böyle benliğimizden, şahsiyetimizden, insanlığımızdan, efendiliğimizden, güzelliğimizden uzaklaşa, uzaklaşa bugünlere geldik. Zavallı Türk kadını, evlenmek istiyor, yuva kurmak istiyor, evlat sahibi omak istiyor ama karşısında adam gibi adam bulamamanın ıstırabını yaşıyor. Türk erkeği, ama mert, temiz, yiğit Türk erkeği bir sürü fıldırfış, göbeği açık kız içinde evladının annesi olacak saygın bir eş bulamamanın ıstırabını yaşıyor. Kimse kimseye inanamıyor, kimse kimseye itimad edemiyor, ve herkes yalnızlığın takaat getirilmez ıstırabını, acısını yaşıyor. Durum bu yavrum, Allah yardımcımız olsun, Allah sonumuzu hayır getirsin...


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Herşeye rağmen sevgi ve saygı Yazan Hülya
Cvp: Herşeye rağmen sevgi ve saygı Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]