Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Bizi bir masal alemine götürdünüz
Gönderen : "Mukarreb"
Tarih : 2/15/2012 11:45:26 PM


 


Saygıdeğer  Hocam;


 


Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin ve tüm gönül dostlarımın üzerine olsun, efendim. Düğümlenmiş  gibi bir türlü klavyeye gidemeyen ellerim, bir yıl önceki 14 Şubat’ta olduğu gibi çözülüverdi sanki. O zaman “AŞK”ı yazmak vardı gönlümde, 44 yıl yaşanmış ve ahirde de devam edecek bir AŞK’ın anısına...Şu an ise içimi tarif edemediğim bir hüzün kapladı, Rana Annemizin Hakka kavuştuğu bu gün sanki gönül kulağım yine ölüm vaizinin sözlerini işitmekte... Resulullah Efendimizin (s.a.v.) en iyi vaiz dediği ölüm, sessiz sözsüz öyle vaaz ederki, o sözler sanki gönüllere nakşolur. Bu yüzden değil mi, Hz. Ömer, resmi mührünün üzerine “Ölüm sana vaiz olarak yeter ,Ey Ömer!!” diye yazdırmış ve her evrakı bununla mühürlerken her defasında da bu yazıyı okumuştur. Ölüm sessizce gelir bir FANİ’yi alır ve arkada kalanlara sanki yalvarırcasına haykırır ,”Ey Garip insan!! Sen Fanisin ama gaflette faniliğini unutup BAKİ imiş gibi yaşarsın. Gel!! Ben uyandırmazdan evvel uyan!! Yarın pişman olacağın şeylerden, hemen tevbe et, Allah’a sığın. Bilesin ki Ondan gayrı yar ve yardımcı yoktur!!”  2006 Yılının 14 Şubatında siz Rana Annemizi, 27 Temmuz’unda da ben oğlumu Hakka uğurlamıştım. İlk kez, o gün işitmiştim ölümün vaazını...Sessiz, sözsüz harflerle diyordu ki “RIZA ve TESLİMİYET”. İşte dünyada ve ahirde cenneti yaşatacak iki kısa kelime, ama anlatmaya bu alemin ne kalemi ne de kağıdı yeter.


 


Her şartta ve koşulda, bela ve nimet halinde her daim Allah’a teslim olarak, O’ndan razı olarak yaşamak cennetin ta kendisi. İslam kelimesi dahi “teslim” kelimesinden geliyor. İslamım diyen her kişi aslında ben “Allah’ a teslimim”diyor sanki. O’na teslim olmak dalgalı bir okyanusta çırpınmadan selametle kıyıya ulaşmak gibi...Yaman Dede “ Doktorun doktorluğuna güvenirsek onun verdiği ilaç acı da tatlı da olsa itiraz etmeden içeriz, Allah nimet verdiğinde şükrediyor bir sıkıntı ve belaya uğradığımızda şikayet ediyorsak, biz Allah’a güvenmiyoruz demektir. “ diyordu. Teslimiyeti olmayanın şikayeti bol olur. Rıza deyince aklıma yine Hızır A.s. ile âma bir zatın hadisesi geliyor. Hızır a.s. bir gün ama bir zatla karşılaşır.Der ki “ Ben Hızırım. Dilersen senin gözlerini açabilirim. “Âma zat bunu kabul etmez ve öyle bir cevap verir ki, adeta Rıza ve Teslimiyeti tek cümlede anlatır.“Ben Rabbimin hakkımda takdir etmiş olduğu kaderi, bu gözlerden daha çok severim.”


 


Fıtrat olarak aceleci bir yapımız olduğundan mıdır nedir, her olay karşısında bir süre sabredip, rıza ve teslimiyet göstermek yerine, şikayet ediyoruz, ne yazık.. Halbuki Erzurumlu İbrahim Hakkı Tefviznamesinde bize ne güzel nasihat ediyor: “Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler” diye. Ben de bu nasihati unutup, olaylar karşısında ümitsizliğe dalıveren gariplerdenim. Yeni iş yerime başladığımda tüm çalışanlar beni güleryüzle karşılayıp, içlerine almışlardı. Herbiri güzel, zarif insanlardı. Ancak, günler haftalar geçiyordu ki, bir tek Allah ve Resulünün adı anılmıyordu. Sürekli konuşulan, siyaset, güncel dedikodular, alışveriş. Bazen boğulduğumu hissediyor, çatıya çıkıyordum. Eski işyerim aklıma geliyordu, kendime ait odamda bunaldığımda çekmecede Kur’anım, namaz kılacağım seccadem ve kendime ait bilgisayarımda dinleyebileceğim Yunus’tan bir ilahi... Akşamüstü evime dönerken, tefekküre daldığım o masmavi deniz. O an öğle ezanı okunmaya başladı. İçim öyle burkulmuştu ki, hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Sanki gurbetteyim. Ezan okunuyor, ama ben namazımı kılamıyorum. Allah’ımı anlatacak bir gönül bulmak için yanıp tutuşuyorum. Ama nafile..  Bir de korkuyorum, ya ben de bu kardeşlerim gibi gaflete dalıp Rabbimden uzaklaşırsam diye...Çünkü, bir velî diyordu ki” Aynı kaptan vebalı ve sağlıklı bir kişi yemek yeseler dahi, sağlıklı olana veba bulaşmama ihtimali vardır ama , yan odada kötü huylu bir kimse varsa, o huyun diğerine bulaşmama imkanı yoktur.” Sıkıntımı, Cumartesi günü gittiğim Arapça kursundaki hocamla paylaşmıştım. O’na “Herhalde daha önceki işim için Rabbime gerektiği gibi şükredemedim. Şükredilmeyen her nimet kuş misali insanın elinden uçup gidiyor. O anların, o işin şükrünü eda edemediğim için, Rabbim beni böyle bir yere verdi. Yine de şükürler olsun, kötü diyebileceğim bir tek insan yok. Hepsi de çok iyi niyetli.Ama hepsi Ehli Dünya !! Ehli Dünya!!”  Hocam gülümsedi, niçin böyle olumsuz düşünüyorsun, dedi. “Belki de Allah kendisini anlattırmak ve senin vasıtanla bir kişiye dahi de olsa hidayet etmek üzere seni buraya gönderdi. “Hiç böyle düşünmemiştim. İçimde ümit filizleri belirmişti, “Rabbim takdirine razıyım ve Sana teslimim. Tek dileğim, gaflete düçar edip ,  beni Senden ayırma!!.”Ondan sonra sabırla bekledim, bana Hak yolunda yarenlik edecek bir tek dostu bulabilmek için. Ara ara tasavvuf üzerine konuşmalarımız olurken, Mesneviden, Yunus’tan bahsederken, bir yaren bulundu. O dost, yaren de ne güzel tevafuk ki, Resulullah’a ilk peygamberlik geldiğinde O’na yegane destek veren, O’na inanan, Hak yolunda yaren olan  Hz.Hatice’yle aynı isimde. Evet, arkadaşım Hatice. O benim için çöldeki bir yudum su gibi... O artık sürekli abdestli, Kur’an öğreniyor, Münir DERMAN Hocamın kitapları her daim elinde. Sizin ve gönül dostlarımızın yazdıklarını konuşup, paylaşıyoruz birlikte. ..Ve bir yıl önce işitipte hıçkırıklara boğulduğum ezanı, artık caminin içinde dinliyor ve arkadaşım Haticeyle cemaat olarak öğle namazımızı eda ediyoruz. “Şükründen aciziz,  Ya RaB!! Sen Ne büyüksün!! Ne Yücesin! !! Maksudumuz sensin ve Biz Ancak senin Rızana Talibiz.Ne Olur bizleri, bir an dahi olsa nefsimiz eline bırakma!!”


 


Muhterem Hocam; size , Çiğdem Hanıma ve tüm gönül dostlarıma sevgi ve saygının en içten gelenini sunuyor, Günlüğünü okudukça sevgi ve hayranlığımın katlandığı, edebin ve zerafetin insanda zuhurunun eşsiz örneği Biricik Rana Annemize de Rabbimden  sonsuz rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Ne mutlu O’na ki sizin gibi bir eşe sahip olup, daha dünyada iken cenneti tattı, ne mutlu size ki, sanki Rabbim size eş olmak üzere bir meleği gönderdi.


Allah’a emanet olunuz.


 


Mukarreb


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Bizi bir masal alemine götürdünüz Yazan "Mukarreb"
Cvp: Bizi bir masal alemine götürdünüz Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]