Çok muhterem Sabri Babacığım ve tüm gönül dostları, şükür defterimdeki bir günümü sizlerle paylaşmak istedim. Bugün (18/02/2012) beni çok heyecanlandıran ve bir o kadar da mutlu eden bir telefon aldım. Telefondaki ses öğrencimin sesiydi. “Canım hocam, gönderdiğiniz kitapları aldım. Beni o kadar mutlu ettiniz ki anlatamam” diyordu heyecanla.
Öğrencim, benden sabır ile ilgili kitap istemişti. Maddi ve manevi sıkıntı içindeydi. Ben de ona Sabri Babamın “Gönül Sohbetleri” kitaplarının on iki cildiyle birlikte, Rana annemizin “Rana’nın Günlüğü” kitabını gönderdim.
Öğrencime “Kızım, bu kitaplar üniversite. Üniversite senin evine geldi. Hayat okulundaki sınavların cevabı bu kitaplarda var. Değerini bil ve herkese tavsiye et. Bu kitapları defalarca oku ve yaşam boyu uygula. Sana, ailene ve cemiyete çok şey kazandıracak. Bu dünya ile ahiret arasında da hepimize köprü olacak” dedim.
Öğrencimin ilkokul ikinci sınıfa giden kızı Kardelen, okuldan eve geldiğinde gönderdiğim kitapları görüyor. Heyecanla kitapların nereden geldiğini soruyor. Annesi de ona olup biteni anlatıyor. Kardelen “Anneciğim, benim sınav sorularım ve cevapları da içinde var mı” diye soruyor. Annesi de benim ona ilettiğim şekilde anlatıyor ve gülümseyerek “Merak ettiğin her şey var yavrum” diyor.
Bu konuşmalardan sonra Kardelen benimle konuşmak istemiş. Onu aradım. Kardelen’in sesi o kadar heyecanlı, o kadar sevinçliydi ki evlerinde adeta bayram havası esiyordu. Telefondaki o samimi, o sıcacık, o masum ses “Semranna anneanne, gönderdiğin kitaplara çok sevindim. Annemle birlikte okuyacağız. Seni çok seviyorum” diyordu.
Bugün de Malatya’da lapa lapa kar yağıyordu. Kardelen’in sesi o karların arasından başını çıkaran Kardelen çiçeği gibi birdenbire benim de umudum olmuştu.
Siz başkasını sevindirdiğinizi düşünürken, sizin sevinciniz ikiye katlanıyor. Allah’ım sevmek ve sevilmek ne güzel hasletler. Bunları bizlere de nasip ettiğin için Sana sonsuz şükürler olsun.
“Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size neden azap etsin? Allah şükrü kabul edendir, bilendir.” Nisa suresi, 147. Ayet.
Çok Muhterem Sabri Babacığım, cilt kapaklarınızın gökkuşağı renkleri, kitaplarınızı okurken yaşantımızı kuşatıyor. Hayatımız gri iken, renkli bir yaşama dönüşüyor.
KİTABINIZI OKURKEN
Okurken satırları, dinler gibiyim.
Dudaktan kalbe değen, neyzen gibisin.
Kitapların bir okul, üniversite.
Ahirete yolculuk, başlar seninle.
Gönülleri doyuran, depoda erzak.
Fakir gönüllere, hazinesin sen.
Kalbi kalpte yıkayan, derya gibisin.
Gönül; sevinci yaşar, bayram yerisin.
Yanmış gönüle esen, meltem rüzgarı,
Uyuyan yüreklere, seher vaktisin.
Hasretlik çekenlere, vuslat gibisin.
Umutsuzun umudu, şifa verensin.
Dostları buluşturan, adresimizsin.
Hakk’ı arayanlara, lokomotifsin.
Bizler çırak sen usta, örneğimizsin.
Gönüller sultanımız, rehberimizsin.
Kalpten kalbe yol gider, izin sürersen,
Mutlulukla son bulur, kıymet bilirsen.
İyi dinle kitabı, geçir hayata.
Sabri Baba bizlere, Hakk’tan hediye.
Kızınız Semra İPLİKÇİ
Saygı, sevgi ve hürmetlerimle ellerinizden öperim.
Allah sizden razı olsun