Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Haddini bilmek
Gönderen : "Öğrenci"
Tarih : 2/21/2012 11:06:27 PM


 


  


Kendi ilmini beğenen ve haddini bilmeyen bir adam, âlimlerin en bol olduğu bir devirde  İstanbul’da tartışmadığı hoca bırakmaz. Hangi âlimle karşılaşsa mutlaka galip gelmek  isteyen bu haddini bilmez adama:


-Seni İstanbul’da yenecek hoca yoktur. Edirne Müftüsü Fevzi Efendi’ye git. Bir de onunla imtihan ol. Onu yenersen Osmanlıların en büyük âlimi olduğunu herkese kabul ettirebilirsin, derler.


Kendi ilim seviyesini çok yüksek sanan bu mağrur adam kalkar, Edirne Müftüsü Fevzi Efendi’ye gider.


-Ben, İstanbul’da beni yenecek âlim bulunmadığı için Edirne’ye gelip, seninle imtihan olmak isteyen  büyük bir âlimim. Hemen dışarıya çık ve münazara yerimizi göster! der.


İçerdeki tahta merdivenlerin başında elini sakalına atarak düşünceye dalan Müftü Fevzi Efendi:


-Peki, derhal kabul ediyorum. Münazara yerini de göstereyim.Bu sokağın ilerisinde, kapısında nöbetçi bekleyen bir bina var ya? İşte oraya git, benim gönderdiğimi söyle, seni hemen içeri alırlar. Ben de sonra gelirim.


Haddini bilmez adam, kasıla kasıla gider ve kendisini Müftü Efendinin gönderdiğini söyleyerek içeri girer. Adam bakar ki içeride birtakım acayip kılıklı insanlar,sağda solda gezinip, şuna buna nutuk çekiyorlar.Nihayet dört duvar arasında beklemekten  usanarak dışarı çıkmak ister.Nöbetçi o zaman şu karşılığı verir:


- Nereye çıkacaksın behey ? Buraya bir tavsiye ile girilir, fakat sağlam raporu almadan çıkılmaz. Dur bakalım bir muayene ol, sende kaçıklık var mı yok mu anlayalım. Malûm ya burası tımarhane!..


Meğer Müftü Efendi, mağrur adamı tımarhaneye göndermiş!


 


 


Saygı ve sevgilerimle


Öğrenci


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]