Merhaba Sabri amca;

Hergün okuyorum sitenizdeki yazıları ama epeydir yazamadım; pek keyfim yoktu. Alper'in dayısı vefat etti birkaç ay evvel, geçen ay da amcası vefat etti; üzüldük çok. İşyerinde de şimdi can sıkıcı bazı şeyler oluyor; hergün mesaiye kalmamı ve geç vakitlerde eve gelememi gerektirecek çok mantıksız birşeyler yapacak müdürler; ona da epey canım sıkıldı; Alper de hayırlısı olsun, hergün öyle mesaiye kalınmaz, kalmazsın sen de, çıkaracaklarsa da çıkarsınlar dedi; haklı. Öyle saçma birşey yapacaklar ki şuan çalıştığımız bir rogram var; gün içerisinde işlerim zaten oldukça yğun oluyor, şimdi diyorlar ki bir program daha getirecekler; aynı işleri oarada da yapacakmışım, gün içinde zaten zor yetişiyor işlerim, şimdi akşam da kalsam aynı işleri başka bir programda yetiştirmem mümkün değil. Burada bayağı da tazminatım var, tazminatımı almadan çıkmak istemiyorum. Bu durumu bize anlatmak için müdürler toplantı yaptılar bizimle; ben de kendi fikirlerimi söyledim. Benimle birlikte iki kişi daha söyledi mantıksız olduğunu, bunun mümkün olamayacağını ancak en fazla ben söyledim sanırım; her akşam mesaiye kalsam da işlerin iki programda aynı anda paralel ve güncel gitmesi mümkün değil benim açımdan dedim; hem hergün mesaiye kalmam da mümkün değil, vücudum kaldıramaz bukadar yoğunluğu, eşim de böyle bir durumu istemez dedim; bana dediler ki eşin de akşamları iş çıkışı buraya gelir tanışırız onunla da onunla tavla oynarız dedi müdürlerden birisi gülerek. Bu konular nedeniyle canım sıkkın şuaralar. Allah'tan hayırlısı. Şuanki düşüncem ben yapabildiğimi yapacağım mesai bitimine kadar, mesai bitince de çıkacağım, öyle düşünüyorum; yani akşamları şirkette kalmayacağım. Zaten iş kanununda da kimse çalışanı mecbur edemiyor mesaiye kalması için; hatta şikayet edilse şirkete bayağı yüklü cezalar bile gelirmiş. Beni çıkarırlarsa da tazminatımı vermeleri gerekiyor. Hayırlısı neyse o olsun diye dua ediyorum Sabri amca. Hergün siteyi okuyorum; çok güzel yazılar geliyor. Siz hep aklımdasınız.

Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum,

İlknur