Çok muhterem mana büyüğümüz Sabri Babamın ve milletimizin Çanakkale zaferi kutlu olsun. Ben de bir gazi torunuyum. Dedem Nuri Yeşilışık’tan Allah razı, mekanı cennet olsun. Dedem, o savaş günlerini hep gözleri dolarak anlatırdı. “Bu vatanı kazanmak hiç de kolay olmadı” diye sözlerine başlardı. Devletin ona bağlamak istediği gazilik maaşını kabul etmedi. “Ben para için değil, bu vatan toprakları için savaştım” diyerek reddetti. Ben de bunları hatırlayarak dedemin ve bu vatan için savaşanların değerini daha iyi anlıyorum. Ama millet olarak onlara ne kadar layık olduk, bu da tartışılır.
Çanakkale zaferinin üzerinden 97 yıl geçti. Denizde ve karada 14 ay devam eden Çanakkale savaşı; Osmanlı’nın son kükreyişi, en büyük kahramanlık örneği ve “son insani savaş” olma özelliğini taşır.
Amiral Keyes, Çanakkale’nin geçileceğine kesin olarak inanmıştı ve hatıra defterine şunları yazmıştı: “Yenilmiş bir düşman karşısında olduğumuza kesin inancım vardı”.
“Öğleden sonra saat 14.00’te yenildiğimi sanıyordum; saat 16.00’da ise yenildiğimi biliyorum”.
Çanakkale zaferi ile ilgili duygu ve düşüncelerimi bir şiirimle, siz değerli gönül dostlarıyla paylaşmak isterim:
“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” BİR DESTAN
Adın Muhammed’dendir (s.a.v.), ordusuna Mehmet’tir.
Gönlün muhabbettendir, Çanakkale himmettir.
Mustafalar, Kemaller; cephelere koştular,
Analar dua ile, bağrına taş bastılar.
İngiliz, Anzak, Yunan! Gaflete düşme uyan…
Karşında Türk milleti, hepsi birer kahraman.
Maneviyat kol gezdi, rüzgar bile ters esti.
Rabbimin inayeti, Mehmetçiğin kıblesi.
Fedd-ül Bahir, Kumkale, Conkbayır ermeydanı,
Gelibolu’da yazdı, unutulmaz destanı.
Top tüfek, Hakk getire; iman gücü sinede.
Kahramanlık yürekte, düşman şaştı bu işe.
Nusret Mayın gemisi, düşmana sır perdesi,
Efendimiz (s.a.v.) hikmeti, denizdeki sillesi.
Bombacı Mehmet Çavuş, sağ el bilekten kopmuş.
“Sol kolum şükür var ya, vatana olsun feda”.
Ödün vermem özümden, ölsem geçmem sözümden.
Kol bacaktan geçilir, Çanakkale geçilmez.
Seyyid Onbaşı adı, iki yüz yetmiş altı,
Kilo mermiyi aldı, düşman üstüne saldı.
Kınalı ellerinle, kurban oldun Rabbine.
Hepsi birer İsmail, bu toprağa hediye.
Ezanların sesinde, Kur’an’ların dilinde,
Verdiğin her nefeste, soluk oldun millete.
Kandır senin kefenin, ulaşılmazdır yerin.
Şahadet şerbetini içtin elhamdülillah.
Titretir şu alemi, Hakk’ta emsalsiz yerin.
Cennet elbisen giydin, maşallah sübhanallah.
Dört mevsim, oldu bahar! Şehit kanıyla açar,
Al al çiçekli dallar, hepsi cennet kokarlar.
Bas toprağa abdestle, şehitleri incitme!
Eri, subayı ile; GEÇİLMEZ ÇANAKKALE!..
Semra İPLİKÇİ
“Anlamıyor musunuz? Biz Çanakkale’de Türklerle değil, ALLAH ile savaştık!.. Tabi ki yenildik…” Churchill
Çanakkale şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet, Allah onlardan razı olsun. Onlardan fatihamızı esirgemeyelim. Çanakkale şehitlerinin manevi ruhları hep bizimle olur inşallah. Amin!
Saygı, sevgi ve hürmetlerimle Sabri Babamın o gül kokulu ellerinden öperim. Allah’a emanet olun. Hayır dualarım sizlerle. Kızınız Semra İPLİKÇİ