Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sonsuz teşekkürler
Gönderen : Özden
Tarih : 3/19/2012 12:08:12 PM


 


Selamun Aleykum sevgili Babacigim ,


Sizlerle bundan 5 yil once Canakkale gezimizin hemen ardindan yazdigim gunlukten notlarimi  paylasmak istedim. Bu gun 18 Mart ve Canakkale Savasini ve sehitlerimizi andigimiz bu gunde sanirim daha iyisini yazamayacagim.


Sehitlerimiz icin dua ile...


 


 


 


ÇANAKKALE


 


 


Bu yaz Türkiye de yaptığımız gezilerin en anlamlısı şüphesiz Çanakkale’ye yaptığımız yolculuktu.


 


Sabah İzmir yolundan Çanakkale’ye doğru ilerlerken memleketimin o eşsiz güzellikteki doğasını doyasıya seyrediyorduk. Dantel gibi kıyılar, o gri yeşil zeytinlikler, yemyeşil dağlar… Kaz dağlarını geçerken zamanımızın kısıtlı olmasına hayıflandık. İnşallah Rabbım bir başka zaman da oralarda birkaç gün geçirip gizli güzelliklerini keşfetmemizi kısmet eder.


 


Kaz dağlarından sonra yolumuzun üzerinde yer alan Ezine’de konaklamadan edemedik… O tadına hiçbir yerde raslanamayan , leziz Ezine peynirini tatmadan olmazdı. Fırından aldığımız sıcacık ekmek ile yediğimiz beyaz Ezine peyniri gerçekten muhteşemdi.. Bu arada Domates reçelini, zeytin reçelini ve de zeytin çiçeği kolonyasını keşfettik. Harika lezzetler ve nefis bir koku.


 


Yemyeşil yollarda ilerleyerek Çanakkale’ye yaklaşırken bizi bir tarihin beklediğini biliyorduk elbet. Biliyorduk ama….


 


Çanakkale sevimli bir Anadolu şehri sıcaklığı ile kucakladı bizi. Dar caddelerine trafik sığmaz olmuş meğer… Yol işaretlerini izleyerek arabalı vapur iskelesine ulaştık. Yolda bilgi sorduğumuz birisi esas şehitlikler karşıda demişti.. Eceabat’a geçmeniz lazım…


 


Arabalı vapur çok geçmeden yanaştı ve biz o muhteşem Canakkale boğazının nefis görüntüleri eşliğinde karşıya geçmeye başladık.. Az ilerde Dağın üzerindeki  Dur Yolcu  yazitini resimlemeye çalışıyorduk..


 


Aslında itiraf etmeliyim ki Gelibolu yarımadası hakınnda gerçekten çok cahilmişim… Evet burada yatan tarihi, o emsalsız Çanakkale Savaşlarını, yatan binlerce şehidi biliyordum, biliyordum ama , beni bekliyen sadece denizen iki yanına sıralanmış birkaç şehitlik, müze ve bir anıt sanıyordum…. Ne gaflet..


 


Cocuklugum aklima geliyor. Koca babanne -annemin babannesi- kardeslerini Canakkale savasina gondermis, hicbiri geri gelmemis, hepsi sehit dusmusler. Rahmetli babanne onlari hatirladikca  gozleri dolar ' Canakkale icinde aynali carsi/ Ana ben gidiyom dusmana karsi' diye turku mirildanmaya baslardi. Simdi benim aklima dustu bu turku..


 


Eceabata indikten sonra aldığımız bilgi istikametinde sola doğru , Gelibolu yarımadasının ucuna doğru yöneliyoruz. Az önce vapurdan görüntülediğimiz Dur Yulcu Yazıtının önlerindeyiz şimdi. Dağa sadece üç satırı yazılmış ama hemen önümuzdeki satıcılardan aldığımız bölge haritası ile birlikte tamamı da elimize geçiyor şiirin…


 


 


Dur yolcu!


Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,


Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.


Eğil de kulak ver bu sessiz yığın


Bir vatan kalbinin attığı yerdir.


Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,


Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda


İstiklal uğruna, namus yolunda,


Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.


Bu tümsek, koparken büyük zelzele


Son vatan parçası geçerken ele


Mehmet’in düşmanı boğduğu sele


Mübarek kanını kattığı yerdir.


Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin


Yaptığı bu tümsek amansız çetin


Bir harbin sonunda bütün milletin


Hürriyet zevkini tattığı yerdir


 


Elimizdeki haritayı açıp baktığımızda gerçek bir şok yaşıyoruz.. Çok iyi düzenlenmiş bir bölge haritası bu (Turizm bakanlığı yayını ) bizi çok iyi yönlendiriyor. Her bir önemli nokta işaretlenmis. Her bir şehitlik mevcut hemde açıklamalı hikayeleriyle birlikte.. Arabaya dönüyoruz ve yola koyuluyoruz. Daha bir iki dakika gitmeden Kilitbahir kalesi bizi karşılıyor. İçindeki müzeyi ve kaleyi gezerek başlıyoruz. Her adımda tüylerimiz diken diken olmaya başlıyor..


 


Her arabaya binişimiz ve inişimiz arasında sadece 5 dakika oluyor. Yol boyu güzel düzenlenmiş şehitlikler, siperler bizi bekliyor.. Durmadan geçemiyoruz.. Şehitlikler orjinal haliyle , nasil bulundu ise oylece korunmuş, etrafi çevrilmiş hemen yakınlarına da temsili anıt mezarlar yapılmış.. Onları tek tek dolaşmak, isimleri taşları okumak...


 


Yolculuğumuz daha yarıya ulaşmadan sanki farklı bir boyuta geçmiş gibiyiz. İçine girdiğimiz bir siperde sanki gülle seslerini duyar gibiyiz... Bir şehitlikte dua ederken Turkiyenin dörtbiryerinden, Kosovadan , Beyruttan hatta Hicazdan gelmiş Mehmetçiklerin isimlerini gördükçe içimiz coşuyor , coşuyor...


Abideye ulaştığımızda ise Gelibolu yarımadasının bu en ucundaki anıtın yanıbaşındaki 60 bin şehit için yaptırılmış şehitlikte artık içimizdeki volkan patlıyor..


 


İşte şimdi Mehmet Akif’in


 


Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!


Düşün, altında binlerce kefensiz yatanı


 


****.


Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?


Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ


 


***


..


Sözlerini içimizde hissediyouz.. Ayağımızın altındaki her karış toprak şehit kanıyla sulanmış, her bir metrakere şehitlerimizle dolu… Bu kadarını hayal bile edememiştik. İnsan görmeden , yaşamadan hissedemiyor demekki. Yolculuğumuzun henüz yarısındayız… Tamamı şehit düşen 57 . Alay şehitliğinden sonra çok güzel yapılmış yollardan ve sonra kendimizi  Conk bayırında buluyoruz. Arabadan inip te en tepeye yürüdüğümüzde ne kadar stratejik bir noktada olduğumuzu anlıyoruz . Bir yanda Çanakkale boğazı öte yanda Saroz körfezi görünüyor. Burası yarımadanın en yüksek tepesi. Gazi Mustafa Kemal bu noktadan komuta etmiş ve savaşı yönetmis. Aşağılarda Anzak çıkamasının yapıldığı koylar var. İlerde kanlı sırt… Esen rüzgarla birlikte sanki uçuyoruz


 


Yolda vakit namazı için bir köy camisine giriyoruz… Duvardaki panoda bir yazı var. 10 Ağustos yani bu gün Anafartalar Zaferinin yıldönümü imis ve akşama bu köy camisinde şehitlerimiz için mevlüt ve Kur’an-i Kerim okunacakmis. Iste bunu da bilmeden yola cikmisiz. . Üstelik bu gece Miraç Kandili… Allah'ım bu nasıl bir tevafuktu böyle..


 


İki saatte biter diye başladığımız , ancak akşam geç saatlere kadar süren Gelibolu yarımadası ve Şehitlikler gezimiz bizde çok derin izler bırakarak sona eriyor.. Artık bu saatten sonra bu anlamlı ve manası büyük geceyi ihya etmeye çalışacagiz..…Rabbim ibadetlerimizi ve dualarimizi kabul etsin insaallah...


 


 


Sonsuz sevgi ve saygi ile .....


 


 


OZDEN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]