Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayata yeniden merhaba diyebilmek...
Gönderen : Özden
Tarih : 3/23/2012 9:34:52 AM


 


Cok degerli Babacigim,


 


Memleketimizden binlerce km uzaklarda  yine puslu bir sabaha günaydın diyoruz. Bu coğrafyada çoktan bahar geldi bile.. Hatta nerdeyse yaz sıcakları görülmeye başlıyacak ..Günlerdir gökyüzü kum rengi, o güzelim maviyi görebilmek çok zor.... Sarı , puslu ,sisli, nemli bir sıcak kaplamış her yeri... Dürüstçe söylemek gerekirse bazen düşünüyorum niye burdayım diye.. Oysa ben masmavi gökyüzüne . yemyeşil ağaçlara çimenlere aitim. Öyle bir ortamda mutlu hissederim kendimi. O zaman daha bir ilham gelir, içim kıpır kıpır , kendimi kuşlar gibi özgür hisseder , sevinç dolu olurum.


 


Evet bu gördüğüm sarı puslu , kum rengi gökyüzü , duru mavisi bulanmış deniz ve yaprakların yeşili solmuş palmiyeler için ne hissediyorum acaba... Mutlu olmak , şükretmek, sevinmek için yeşile ve maviye kavuşmayı mı beklemeliyim....??


 


Ama hani an bu andı yaşanacak ... Belki bir an sonrası olmayacak... Mutluluğu kurallara ve mekanlara bağlamaya, sevinci,sevmeyi ve elimizde olana şükür etmeyi ertelemeye ne zamanımız ne de hakkımız vardı değil mi? Hani şikayet bize göre değildi. sıkıntıyı ve problemleri daha da arttırırdı. Her şikayet sözcüğü ile gönlümüz de karalar bağlar, daraldıkça daralırdı... Öyleyse nedir bu hal ???


 


Her güzellik kendi mekanında ve zamanında, ortamında güzel... Eğer öyle olmasa Rabbim öyle yaratmazdı değil mi. ? Neyi neyle kıyaslıyoruz ki... Yeşil yağmurla, çöl sıcakla güzel... Kar dağlarda ve soğukla var... Deniz ise her haliyle gizemli ... Tıpkı bir ayna gibi .... Kurşuni iken hüzünlü, masmavi sevinçli, yeşil iken romantik ve dinlendirici , bulanık iken saklar bütün içindekileri, gizemli.... Ama her hali bir başka duruş , başka bir deyiş, bir başka güzellik...


 


Bu güzellikleri göremeden hep aynı hayalin peşinde koşmak ve mutluluğu hep orada sanmak, uzakta aramak ne kadar doğru ?? Mutluluğu ertelemeye zaman var mı...??


 


Rabbimin yarattığı her bir atomdan elektrondan, gözle görülemeyecek en minik varlıktan güneş sistemlerine, bütün kainata kadar her şeyi görüp algılamak, anlamak, insan denilen varlığa dönüp bakmak, kainatı içinde barındıran bu muhteşem varlığın farkına varmak için daha ne bekliyoruz ?? Rabbimin azameti ve büyüklüğü, güzelliği, cömertliği, bütün evreni kaplayan rahmetini idrak edebilmek için , fikretmek ve şükretmek için illa ki herşey bize göre yolunda mı gitmeli....??


 


Sahip olduğumuz ne kadar çok güzellik var . Bunları bilinçsizce kullanıyor, pekçoğunu göremiyoruz. Bu yüzden de mutluluğu uzaklarda sanıyoruz. Ailemiz , Sevdiklerimiz , sağlığımız , hep bir güzellik değil midir? Sevdiklerimize hislerimizi su an ifade edebiliriz. Yarın ebediyete göçtüklerini bir düşünelim ,üzülürüz değil mi? . Ama şu an hayattalar. Onlarla birlikte ve sağlıklı olmak ne büyük nimet , farkında mıyız..?


 


Sevgili ve biricik Peygamberimiz SAV toprağı göstererek arkadaşlarına buyurdular ki; toprağın altında ne var biliyor musunuz? Değişik cevaplar geldi herkesten. Ey Allahın Peygamberi! Toprağın altında kumlar, dağların altında da çakıllar var dediler. Benzer cevapları dinledikten sonra Buyurdular ki:"Toprağın altında pişmanlık vardır." Evet Sahip olduğu güzellikleri değerlendiremeyen, bir hiç gibi gelip, öylece hiç gibi gidenlerin feryatları vardır.


 


Akıllı insan bardağın dolu tarafına bakarak mutlu olur, boş tarafına bakarak eksikleri gidermeye çalışır. Dünyada mutlu olmak için de, sonsuz âlemde mutlu olmak için de bütün ama bütün fırsatlar şu an senin elinde. Bunları görüp, farkına varıp mutluluğu yakalamak yerine bu güzellikleri görmezden gelirsek kaybedenlerden oluruz malesef...


 


Evet , Bulunduğumuz anı inci dakikasına , mekanı ise cennete çevirecek yine bizleriz. Neyi görmek istersek onu görürüz, neye dokunmak istersek ona dokunuruz... . Ne kimlik kaygısı , ne yalnızlık, ne bunalımlar, ışığın özünde kaybolur kaygılar..Öyle ise bugun sıcağın gücünü , sararmış . kum rengi gökyüzünün, sisin ve bulanık denizin gizemli güzelliğini farketmek , hissetmek, tadına varıp şükretmek varken nasıl böyle gaflet içinde olabiliyoruz ..??


 


 


Haydi , muhteşem güzel bir dünyanın , harikulade sırları içinde bulunduran bu inanılmaz güzel coğrafyasında hayata yine, yeniden merhaba ...


 


 


Bu Güzel Cuma sabahında Çevsen okuyarak güne başlayayım dedim. Anlamı hakikatten benim hislerime ve düşüncelerime tercüman oluyor. Gözyaşlarımı tutamıyorum:


 


Ey sıkıntı ve dara düştüğümde dayanağım olan,


 


Musibet zamanında yegane umut kaynağım olan


 


Yalnızlık ve kimsesizlik anımda beni her daim huzurunda olduğumu hissetirerek yanlızlıktan kurtaran


 


Elimizdeki her çeşit nimetin yegane yaratıcı ve sahibi olan


 


Keder ve sıkıntılar altında ezildiğimde onları üzerimden kaldıran,


 


En muhtaç hale düştüğümde bana yardım eden


 


En dar ve zor durumda olduğumda, her korkumda yegane sığınağım olan


 


Hayret ve şaşkınlığa düştüğümde bana yol gösteren


 


Ayıp kusur ve çirkinliklerimi örten


 


Kalp yaralarını tedavi eden ve ölmüş kalpleri nuruyla dirilten


 


Zulme ve haksızlığa uğrayanların yegane sığınağı olan


 


Ey mülkün gerçek sahibi olan Rabbim


 


Sen her türlü noksan ve kusurdan münezzehsin, Senden başka ilah yok ki bize imdad etsin. El aman ., cehennem azabından bizleri muhafaza eyle .


 


Bize her iki dünyada da güzellikler ihsan et, Yaratılışımızı güzelleştirdiğin gibi ahlakımızı da güzelleştir, Bize senin sevgini, senin yanında sevgisi bize fayda vereceklerin sevgisini ver Nimetlerin de hayırlısını ver. , Allahım, seni anmak, sana şükretmek,sana güzelce kulluk etmekte bize yardım et . Fayda vermeyen ilimden, huşu duymayan kalpten, Kabul olmayan duadan sana sığınırız, Ey kalpleri halden hale çeviren Rabbim kalplerimizi dinin üzere sabit kıl !


 


AMİN


 


 


 


Hayirli Cumalar Olsun


 


Sevgi ve dua ile..


Ozden


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]