Sayın Nar Çiçeği,
24.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, birşeyin gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi biraz da bizim isteğimizin derecesine bağlı, değil mi? Eğer talebimiz çok kuvvetli ise, önüne geçilemeyecek gibi ise şartlar ona göre teşekkül ediyor. Hayatta herşey görülemeyecek kadar ince ipliklerle birbirine bağlı ki isteğin kuvveti şartları da değiştiriyor. Yıllar önceydi. İstanbul’daydım. Fenerbahçe-Galatasaray arasında bir maç oynanıyordu. Birinci devre Galatasaray arka arkaya üç gol atmış, devreyi 3-0 galip bitirmişti. Fenerbahçe taraftarları üzgün, perişan. Kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Hatta bazı kimseler ağlayarak stadı terk ediyorlar. İşte böyle kritik bir zamanda ogünkü antrenör Veselinoviç soyunma odasına gidiyor. Herkesin başı önüne eğik. Müthiş bir moral bozukluğu içindeler. Veselinoviç arkadaşlar diyor, olanları unutun, aklınıza bile getirmeyin. Maç biraz sonra yeniden başlayacak. Ve inanın siz galip geleceksiniz. Futbolcularının içine galibiyet inancını yerleştiriyor, sonra “Haydi aslanlarım” diyor, “başlayın golleri atmaya”. Bu sözler birden takımı ateşliyor. Eğilmiş boyunlar doğruluyor. Ve takım sahaya ateş gibi çıkıyor. Arka arkaya dört gol atıyorlar. Maç bittiği zaman skor levhası Fenerbahçe 4, Galatasaray 3’ü gösteriyor. Futbolcular neş’eli, mutlu, gözleri parlayarak seyircileri selamlıyorlar.
Sevgili Nar Çiçeği, yine de gelemediğin için üzüldüğünü bildirmek inceliği ve nezaketini gösterdin. Sana çok teşekkür ederim. Doğrusu onu da yapmayanlar oldu. Konferans mekanına yakın oturdukları halde bazı kimseler ne geldiler, ne mazeret beyan ettiler. Hakiki sevgiler sanırım böyle zamanlarda belli oluyor. Gösterdiğin zarafet için yine de bir artı puan aldın. Sağol, varol.
Şuna inanalım ki yaşımız, sosyal, ekonomik statümüz ne olursa olsun hepimizin ortak bir yönümüz var. Hepimiz, tek istisna olmadan biraz sevgi, biraz ilgi özlemi, susuzluğu içindeyiz. Beklentilerimiz var. Seviyoruz ama sevilmek de istiyoruz. Ben bunu bir egoizm olarak değil, hayatın bir realitesi olarak görüyorum. Çorbanın güzel olması için az da olsa biraz tuz konması lazım. Sevgi de öyle. Bir yazar “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” diyor.
Diyeceklerim bu kadar. Yeni maillerini bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :