Değerli Hocam, sağlığınız için her zaman duacınızım. Rabbim size ve tüm şifa bekleyen kardeşlerimize acil şifalar versin inşallah. Sizi özledik. İnşallah en kısa zamanda yüzyüze görüşebilmeyi de Rabbim nasip eyler.
Değerli Hocam, son günlerde kendi kendime sürekli “Ben kimim?” diye soruyorum. İnsan kendini tanımlarken çeşitli ifadeler kullanıyor. Mesela, çocuğumun annesi, kocamın eşi, anne babamın kızı, filan kişinin arkadaşı veya komşusu, bankanın müdürü v.s. Peki ya elimden tüm bunlar alınırsa ben kimim? Evlenmemiş olabilirdim, çocuğum olmayabilirdi, işten çıkabilirim, anne babam vefat edebilir, komşum ya da arkadaşım başka bir şehre taşınabilir. Peki tüm bunlardan sonra geriye kalan ben kimim?
Güzel Hocam anlıyorum ki ben aslında sadece Allah’ın bir kuluyum. Bir şeyi bilmek ile idrak etmenin farklı şeyler olduğunu hissediyorum. Daha önce Allah’ın kulu olmaktan başka hiçbir şey olmadığımı hiç bu kadar derinden hissetmemiştim. Hayatta bize verilen diğer tüm roller birer araç. Bir anda bize sunulan her şey elimizden alınabilir. Baki olan sadece Allah.
Hayatın içinde bize sunulan rollere kendimizi fazla kaptırmamız gerekiyor. Aslında sadece Allah’ın kulu olduğumuzun bilincinde her hal ve hareketimizde O’nun rızasını gözeterek dikkatli ve uyanık yaşamayı Rabbim tüm inanan kardeşlerime, bana da nasip etsin inşallah.
Peygamber Efendimizin “İbadetlerin içinde en makbulü, en hayırlısı Allah rızası için insanları sevmek ve onlara hizmet etmek, yardımcı olmak, işlerini kolaylaştırmaktır.” Hadis-i şerifini şimdi daha iyi anlıyorum. Bize sunulan roller, Allah'a yaklaşmamız için sadece birer araç. Yazıma Azize Anne’nin sözleriyle son verirken hürmetle ellerinizden öperim.
“Var olan Hak’tır, gayrısı yoktur”
Sevgilerimle,
Gül Uçar