Sayın Özden Çiçek,
25.12.2006 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, merhum Hakkı Dedenizin şahsında yine inanılmaz güzellikte bir kompozisyon çizmişsiniz. Zevkle, heyecanla, soluk almadan okuduk. Allah gani gani rahmet eylesin. Ne güzel bir hayat yaşamış. Önce sizlere, sonra bütün insanlara ne güzel bir örnek olmuş. Mekanı cennet olsun.
Efendim, günümüz insanlarının kısa bir portesini çizmişsiniz. Evet, ne yazık ki şikayet, hep şikayet. Sanki günümüzün gaflet, delalet ve ihanet içinde olan medyası, kötü haberler vere vere, kötü örnekler göstere göstere yepyeni bir nesil yarattılar. Şikayet, şikayet, hep şikayet. Durmaksızın, şikayet, usanmaksızın şikayet. Ve getirdikleri dünyanın içinde insanların kalplerini de kapkara yaptılar. İnsan kalplerine gelecek bütün umut ve ışık kapılaını kapattılar. Onları zifiri karanlığa mahkum ettiler. Artık, eserleriyle istedikleri kadar övünebilirler.
Efendim, insan kalbi o kadar hassas, o kadar ince ki bazan bir tek kelime, bazan alaycı bir dudak büküş, bazan görüp de görmemezlikten gelme insan kalbini edebiyyen kırabilir, yıkabilir. Hayata küstürebilir. Ve bütün bunlar bile bile yapılıyor. Oysa tek istisna olmadan hepimiz nasıl da renge, ışığa, güzelliğe muhtacız. Yaşımız ne olursa olsun hepimiz minicik bir sevginin, minicik bir tebessümün özlemi içindeyiz. İçimiz yanıyor, kavruluyor. Ve bizler bir küçücük iltifatın, bir dostun selamının bile özlemi içinde, susuzluğu içinde çatlıyoruz. Bir insanın
“Dost, dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır”
demesi insanlık kültürü adına ne kadar üzüntü verici, ne kadar acı.
Özden Hanım, bütün bunları göreceğiz, bileceğiz, idrak edip farkına varacağız. Ama biz onlar gibi olmayacağız. Biz, şartlar ne olursa olsun, ne kadar acı, umutsuz da olsa çevremize daima sevgi, dostluk, kardeşlik götüreceğiz. Bize canın çıksın diyenlere biz Allah iki dünyanı cennet etsin diyeceğiz. Biz aşk Peygamberinin ümmetiyiz. Biz Taif’de benzeri görülmeyen bir kabalıkla, çirkinlikle, alçaklıkla kendisine içlerindeki bütün çirkinlikleri sergileyen, bütün hoyratlıkları gösteren insanlara karşı mübarek ellerini açıp
“Allah’ım bunlar ne yaptıklarını bilmiyorlar, sen onlara bütün iyiliklerini göster, onların İslam’la şereflenmesini, mes’ut ve bahtiyar olmasını nasip et diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Onun için yılmak yok, küsmek, darılmak yok. İncinmek yok. Hep sevgiyle kollarımızı açmak var. Hep sevgiyla kollarımızı açacağız, gönlümüzü açacağız, ekmeğimizi paylaşacağız.
“Ben cihanın altın terazisine
Ağırlığımca sevgi vermişim
Ses edin uzak milletlerin gençleri
Bütün antenlerimi germişim”
diyeceğiz. Şartlar ne olursa olsun sevgi, yine sevgi, yine sevgi.
Efendim, yeni maillerinizi bekliyoruz. Size gökteki yıldızların sayısı kadar dualar ediyoruz. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sevmek devam eden en güzel huyum Yazan Özden Çiçek
Cvp: Sevmek devam eden en güzel huyum Yazan Sabri Tandoğan