Muhterem Hocam, Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin, gönül dostlarımın ve tüm inananların üzerine olsun, Efendim.
Ankara'da yaşadığımız rahmani bir rüya gibi geçen cumartesiden sonra yine İzmir'deyiz. Birer inci tanesi gibi etrafınızda dizilen Gönül dostlarım ve tam ortada bir GÜNEŞ gibi Siz ve yürekleri ısıtan gülüşünüz hala gözlerimin önünde. Sizin gönül dostu kardeşlerime göstermiş olduğunuz içten sevgi ve şefkati, gıpta ederek izledim. Keşke ben de onlar gibi, her cumartesi sizin diziniz dibinde olup, sizi dinlesem, o sevgi dolu nazarlarınıza dalıp, gönlünüzde bir küçük yere sahip olabilsem...Ben, bir bahçenin en sonunda güneşe hasret bir ağaç gibi, meyvelerim olgunlaşsın diye beklemedeyim. Oysa ki , güneşe yakın olanların meyveleri o kadar olgunlaşmış ki...Toprak ve su yetmiyor bu zavallı ağaca, olmak için HİMMET gerek...Halimi, gönlüme düşen şu mısralar bir nebze anlatır... Aşk-ı Hakikiye talip oldum KAL'den HAL'e geçemedim, nefse mağlup oldum Nice okudum, kendim bilemedim Ömür kırka vardı, bir GÖNÜLE giremedim... En içten sevgi, saygı ve hürmetlerimle... Allah'a emanet olunuz.
Mukarreb