Aziz Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,

Sizlere tekrar Merhaba diyebilmenin güzelliği ile hepinizi en içten duygularla selamlıyor, esenlik dolu günler diliyor ve Sayın Büyüğümüzün hayat derslerinden bir bölümü sizlerle paylaşıyoruz.

Saygı ve sevgilerle hoşçakalın…

Çiğdem Seçkin Gürel

SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN SOHBETLERİNDEN NOTLAR-1

(8.3.2008, 12.3.2008, Ankara)

Bir kimseye bir konuda kırılırsak onu çok samimi bir dille söylemeliyiz. Söylenmedikçe içte zamanla birikir. Ama çok yumuşak ve çok tatlı söylemelidir. İkinci kere de tekrar etmemelidir. Çünkü inciler darı gibi saçılmaz.

*

Negatif bir tavırla bize yaklaşan kimselere gösterilecek çok pozitif bir yaklaşımla bütün olumsuzluk o kimsenin kendisine döner.

*

Kalbi temizlendikçe insanın sıkıntıları da hafifler.

*

Gerçek manada “Süphanallah” demek, gördüklerinden, idrak ettiklerinden hayret içinde kalarak “Vay canına, Allah Allah” diyebilmektir.

*

Yunus’un “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” sözünü yüz kere, bin kere düşünün. Bu size çok büyük fetihler getirir. Yıllar önce “Karınca Devleti adlı bir kitap basılmıştı. O kitabı da bulup okumaya çalışın. Hayretler içinde kalacaksınız.

*

Yaptığımız iş ne olursa estetiğe büyük önem vermeliyiz. Velev ki soğan doğramak bile olsa...

*

“Bismillahirrahmanirrahiym” denildiği zaman o anda “ben yoğum, Allah var” diye düşünülüyor demektir ve öyle olmalıdır.

*

İnsanları affedersek önce kendimize iyilik etmiş oluruz. Başkalarına gülsuyu serpenin kendi eline de bulaşır. Pislik serpmeye kalkanın kendi üzeri de kokar.

*

Resulullah Efendimize nübüvvet geldiğinde titrerken Hz. Hatice Annemizin hiçbir tereddüt göstermeden O’na inandığını belirterek “Sen Allah’ın Resulüsün” demesi İslamiyet için çok önemli bir anlardan birisiydi. Hz. Hatice Annemize bizler bugün çok şey borçluyuz.

*

Kendini bilmek isteyen bir kimse nefsinin üstüne çıkabilmelidir. Nefsin üstüne çıkmak ise ancak İslamı tam olarak yaşamakla olur. Resulullah Efendimiz “Allah’ım Beni bir an, bir andan dahi kısa bir zaman nefsime bırakma” Buyuruyor.

*

Hayatta önemsiz hiçbir şey yoktur. Kötü yola düşmüş bir kadın bile olsa ona da centilmence davranmak gerekir.

*

Aşık olmayan bir erkek şiir yazamaz, konusu Peygamber sevgisi bile olsa. Ama bir kadın da haliyle, konuşmasıyla, kıyafetiyle bir erkeği kendine aşık edebilmeli, onun sevgisini söke söke almasını bilmelidir.

*

         “Sahi siz mi geldiniz,

          Saksılarım ışıdı…”     (İlhan Berk)

Türk şiirinin en güzel mısralarından birisi…

SABRİ TANDOĞAN