Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın "Güzellik Avcısı"ndan aldığımız sunum
Gönderen : "Güzellik Avcısı"
Tarih : 5/15/2012 3:44:20 PM


 


                Hürmetler Efendim,


Sözlerime başlamadan önce müsaadenizle Ellerinizden öpüyorum, hayır dualarınızı niyaz ediyorum.


İnsan her an dikkatli olmak zorundadır. Bunun yaratılışının bir özelliği olduğuna gönülden inanıyorum. Dikkatli olmayan kimselerin de hayat karşısında olması gerektiği gibi olamayacağını, sürekli bir sıkıntı ve başarısızlıklar yaşayacağını, ömrünü de bu şekilde heba edeceğini düşünmekteyim.


Size, âcizane, burada ifade etmek istediğim hususların ana temasını da yukarıda ifade etmeye çalıştığım cümlelerim oluşturmaktadır.


Bugün yaşadığım bir olay beni bunları düşünmeye sevk etti.


İnsanın karşısına fırsat trenleri çıkar. O fırsat trenine bindin bindin, binemedin arkasından Öküz olarak yaratılmış o mübarek hayvanın baktığı gibi bakarsın. Ama dikkat ediniz baktığı dedim, gördüğü demedim. Sanırım bu atasözünü kim söyledi ise bakmak ve görmek arasındaki dağlar kadar büyük farkı çok çok iyi biliyormuş. Zaten Öküz kardeşim treni görebilmiş olsaydı kesin binerdi. Ama binmiş olsaydı da böyle bir atasözü olamazdı. Böyle bir atasözü olmasaydı da belki bizler birçok şeyin farkına varamazdık. Buradaki ifadelerden bile hayatta her şeyin birbirine ne kadar bağlı olduğunu neden sonuç ilişkisi kurarak hemen anlayabiliyoruz.


 Fırsatlar, insanın karşısına böyle yavaş yavaş, aheste aheste, bak beni kaçırıyorsun çabuk kadar ver,  ona göre… şeklinde çıkmıyor. Hiç beklenmedik bir anda çıkıyor ve senin düşünüp, taşınıp karar vermeye zamanın olmuyor. Birden fırsat karşına nasıl geldiyse öyle de birden gidiyor. Birden gelen şey seni görünce de yavaşlayacak değil ya. Zaten bu da bana doğanın kanununa aykırı gibi geliyor. İşte burada karar verme anı, dikkat edin karar verme süresi demiyorum, karar verme anı senin olgunluğunla ilgilidir. Bazen karşına çıkanın fırsat bile olduğu aklının ucundan geçmez. Aradan yıllar geçer, biraz hayat tecrübeleri seni olgunlaştırırsa belki o zaman aklına gelir. Ama o zaman da iş işten geçer. Hayatta her zaman çok dikkatli olunmalı ve aynı zamanda çok da uyanık olmalıyız.


Bugün eve gitmek için geç bir saatte vasıta durağında beklerken, otobüse binmeye odaklanmış olan ben, çünkü saat biraz geç olduğu için o saatte Dolmuş’un olamayacağını düşündüğümden,  hiç beklemediğim bir anda dolmuş gelince ve biraz da hızlıca gelince o dolmuşla evime gitmenin daha çabuk ve rahat olacağını bile düşünemeden, sadece dolmuşa binsem mi diye düşünürken dolmuş birden önümden geçip gidiverdi. Ben de arkasından bakakaldım. Bu arada Öküz kardeşim de beni andı. Tabii sonuç olarak, o saatte yarım saat otobüs bekledim. Sonrasında burada ifade etmeye çalıştığım şeyler aklıma geldi. Durakta beklerken başladım yazmaya. Burada ifade etmek istediğim şeyler işte o mübarek otobüsü beklerken yazdıklarım…


Sonrasında hayatta her olayın bu olayla ilgili olabileceğini düşündüm. Mesela güzel bir söz söylemek, iyi bir diksiyona sahip olmanın bile bir fırsatlar başlangıcı olabileceğini düşündüm. Nasıl mı? Örnek vereyim: bugün evimin balkonunu PVC doğrama ile kapattırmak üzere bir firmaya telefon ettim. Telefonda görüştüğüm kimse son derece kibardı, “bir personelimiz önce evinize gelip bir ölçü alsın, projeyi belirleyelim sonra size fiyat belirtelim” dedi. Personel geldi. O kadar titiz ve profesyonelce ölçü aldı ki ben kendisine çok saygı duydum. Teknolojinin imkânlarından da faydalandı, doğru ve hassas ölçüm yapabilmek için lazer kullandı. Çizimi yaptığı not kâğıdı, kareli özel bir kâğıttı.  Aynı zamanda da diksiyonundaki düzgünlük, kullandığı ifadelerdeki düzgünlük bende doğrudan doğru bir firma ile çalıştığım inancını ve güvenini oluşturdu. Ses tonundaki incelik, benim tekliflerime verdiği öneriler vs… Şimdi bana sorabilirsiniz, bu nasıl bir fırsat oluyor diye…  Şöyle oluyor; balık baştan kokar inancı ile de hareket eden ben, önce telefonda görüştüğüm kimsenin kibarlığı, sonrasında evime gelen personelin bu ilk intibası ile, eğer çok yüksek fiyat farklılıkları olmayacak ise üçe beşe bakmayacağım, sağlam bir işçilikle de yapacaklarını düşünerek bu firmaya sipariş vereceğim. Sonra inanıyorum ki memnun kalacağım, başkalarına da bu firmayı önereceğim. Sadece on dk. lık temiz bir çalışma ve düzgün bir diksiyon işte böyle bir fırsat oluşturuyor.


Tatlı dil ve güzel sözlerin hayatta açamayacağı kapının olmayacağını biliyoruz.


Hayatta her an her şeye hazırlıklı olunmalı, donanım sahibi olmalı ve kendimizi sürekli yenilemeli, geliştirmeli, sınır tanımamalıyız. Hangi anlamda mı? Her anlamda.  Şimdi bir düşündüm de sanırım dolmuşa binsem mi binmesem mi diye düşünmem bile benim için bir fırsatmış. Neden mi? Kendime öz eleştiri yaptırarak bana bu ifadeleri yazdırdığı için…  15.05.2012


Hürmetlerimle…


Güzellik Avcısı

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]