KABİRE VE AHİRETE HAZIRLIK
Her insan bir gün ölecek ve hayatındaki her anın hesabını mutlaka verecektir.Bunun için herkes her an ölümü hatırlamalı ve hayatını doğru yaşamalıdır. Çünkü hayatının sonunda hiçbir hatasını ve eksikliğini telefi edecek vakti ve imkanı olmayacaktır.
Peygamber Efendimiz (sav) bunun için bizi uyarmıştır: “Ölmeden önce ölünüz.” “Ölümü hatırlayın ve dikkat edin, nefsim kudret elinde olan Allah’ a and olsun ki, eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz.” “Zevkleri ortadan kaldıran ölümü çok anın.Kim ölümü çok anarsa, Allah onun kalbini ihya eder ve ölümünü kolaylaştırır.”
İmam-ı Gazali şöyle der:
“Hayret edilecek durum şudur ki; bir insan kendisinin birisi tarafından biraz sonra dövüleceğini bilse yiyeceği dayağın düşüncesi içinde hiçbir şeyden zevk almaz olur.Halbuki insan ölüm meleğinin her an kendisine ölüm pençelerini saplamak üzere olduğunu bildiği halde bundan dolayı herhangi bir korku ve üzüntüye düşmez.Bu gaflet içindeki şuursuzluğun tek nedeni kuşkusuz cehalet ve aldanmadır.”
Muhammed b. Semmâk Hazretleri, bir kabristanlığa bakarak şöyle demiştir: “ Şu kabirlerin sessiz,sessiz bekleyişi sizi aldatmasın; çünkü orada nice kederliler vardır.Yine şu kabirlerin hepsinin aynı hizada dümdüz olması sizi aldatmasın; zira orada derece bakımından birbirinden dağlar kadar farklı kimseler vardır.”
İmam-ı A'zam Hazretleri buyurdu ki:
“Kur'an-ı kerimde “Onlar, sabah-akşam ateşe sokulurlar.Kıyametin kopacağı günde, firavun hanedanını azabın en çetinine sokun! denilecek” buyuruldu. Sabah-akşam görecekleri azap, kıyametten öncedir. Ayetin devamında ise onların şiddetli azaba sokulacağı bildiriliyor.Birincisi kabir azabı, ikincisi ise cehennem azabıdır. İmam-ı Gazali Hazretleri de, “Bu âyet-i kerime kabir azabını gösteriyor.” buyurmuştur.
Hz.Ali (r.a) bir hutbesinde şöyle seslenir:
“Ey Allah ’ın kulları! Ölüm gelecektir! Ölüm! Ondan kaçış yoktur. Ona hazırlansanız da, kaçsanız da sizi bulacaktır. Ölüm herkesin alın yazısıdır. Kurtuluş isteyin! Acele edin! Acele! Zira peşinizde iştiyakla sizi bekleyen biri var; kabir! Dikkat edin! Kabir,ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.O günden daha yaman bir gün daha vardır.O da cehennem ateşiyle karşılaşacağınız gündür.Onun ateşi çok şiddetli,kuyuları ise dipsizdir. Cehennemin takıları demirden kelepçeler, suları ise irindendir.Artık oraya girmeyi hak edenler için Allahü Teâlâ tarafından bir acıma yoktur.”
Hz. Osman (r.a), bir kabrin üzerinde durunca sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Kendisine:“Cenneti ve cehennemi hatırladığın vakit ağlamıyorsun, fakat kabri hatırlayınca ağlıyorsun!” dediler. Bunun üzerine: “Çünkü Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmın şöyle söylediğini işittim:“Kabir, ahiret menzillerinin birinci menzilidir. Kişi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydır. Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha şediddir.”
Bir adam Hazreti Peygambere (sav) der ki :
-Ya Resulallah, nedense ölümü hiç sevemiyorum Ondan hep ürküyorum, ahirete ciddi bir mehil duyamıyorum!
Şöyle buyurur :
- Malın var mı?
- Evet, var
-Öyle ise ondan ahiret için harca.Göreceksin ki, oraya ilgi duyacak meyil hissedeceksin.
Bundan sonra da şöyle buyurur :
- Çünkü insan malının bulunduğu yerden ayrılmak istemez.Senin malın ise hep buradadır. Oraya hiç göndermemişsin!
Süleyman Bin Abdülmelik;
- Ahirete hiç meyil duymuyorum acaba nedendir? diye soran birine şöyle cevap vermiştir :
- Hep dünyamızı tamir ediyoruz, ahiretimizi ise harap bırakıyoruz ondan. İnsan mamur ettiği yerde kalmayı ister, harap bıraktığı yere gitmeyi arzulamaz.
Hazreti Peygamber (sav), Ebu Zerr’e :
-Bir yolculuğa çıkmak istersen onun için hazırlık yapar mısın?diye sordular.
Ebü Zerr :
-Evet ya Resulallah, diye cevap verdi.
Hazreti Peygamber (sav):
- Peki kıyamet günü yolculuğu nasıl olacak? Beni dinle, o gün sana yarayacak olanı söyleyeyim mi? diye sordu.
Ebu Zerr :
-Evet ya Resulallah, anam ve babam yoluna feda olsun, dedi
Alemlerin efendisi şöyle buyurdu :
-Yeniden dirilme günü çok sıcaktır. O gün ferahlamak için şimdiden oruç tut. Kabir yalnızlığı için gece karanlığında namaz kıl. Kıyametin büyük hadiseleri için bir kere hacc et ve mutlaka sadaka ver.Ya haklı yere bir söz söyle, yahut kötü bir söz söylemekten dilini alıkoy.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Sana Allah’tan korkmanı tavsiye ederim Çünkü Allah korkusu her işin başıdır.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Kur’anı oku, Allah’ın zikrine sarıl. Çünkü zikrullah senin içinde yeryüzünde ışık, gökte de saklanan bir azıktır.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun
- Sakın çok gülme Zira çok gülmek kalbi öldürür, yüzünün ruhunu söndürür.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Cihaddan geri kalma.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Çok konuşmamaya çalış, çünkü bu, şeytanın senden uzaklaşması için bir vesile, dinini koruman hususunda bir yardımcıdır.
- Ya Resullallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Fakirleri sev, onlarla hem dem ol.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Senden aşağıdakilere bak, senden üstünlerine bakma.
- Ya Resulallah! bana daha tavsiyede bulun.
- Acı da olsa gerçeği söyle.
Hepimiz o büyük mahkemede hesap vermeye kendimizi hazırlayalım.Hazırlık ve çalışma yeri bu dünyadır,mükafat veya ceza yurdu ise ahirettir. Insan cennetini de, ateşini de bu dünyadan kendisi götürür.Sorumluluk bilincinde olanlar ömürlerini cehennem yolunda değil,cennet yolunda sarfeder, Allah rızasını elde etmek icin çalışırlar.Ne mutlu fani alemden,baki aleme Allah'ın rızasını kazanarak göç edenlere.
Saygı ve sevgilerimle
Öğrenci