Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 7/8/2012 8:03:39 AM


.


 


 


 


Çok Değerli Babacığım, Saygıdeğer Dostlar,


Hepinize çok iyi olmanız dileğiyle Merhaba.


 


Bu günlerde sizlerin de bildiği gibi Sayın Büyüğümüz hastanede ayağının altındaki yara için tedavi görüyor ve çok değerli dostların dualarına ihtiyacı var. Onun bizleri zor günlerimizde, biz kendimizi unuttuğumuz zamanlara bile yalnız bırakmadığı gibi şimdi de bizim onu dualarımızla yalnız bırakmamamız gerekiyor. İnşallah bu duaların kabulü ile Sayın Büyüğümüzün aramıza en güzel şekilde dönebileceği inancı içinde hepinize en kalbî duygularla esenlikler diliyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR - 54


KONU: DOSTLUK ve ARKADAŞLIK


Eylül 2000


Sabri Tandoğan


İnsan ruhu çok hassastır. Bazen küçük bir davranış insanı ömür boyu etkiler. Necip Fazıl “Bir İnsan Yaratmak” piyesinde der ki “Kadın ve erkek arasında öyle hassas bir  câzibe muhiti var ki bazen en olmayacak sebeplerle renk gibi uçar, duman gibi dağılır. Artık hiçbir gayret ve fedakarlık onu geriye iade edemez.” Bazen önemsiz gibi görünen bir davranış bütün güzellikleri duman edip dağıtabilir. Bugün TV’lerin %95’inde aşk üzerine şiirler okunuyor, şarkılar söyleniyor. Ama gerçek çok farklı efendim. Bir aşkı devam ettirebilenler çok azdır. Bir İngilizce dergide okumuştum Amerikalı gazetecinin aşkını. Adam sevgilisine yazmış “Senin için çöllerde yaşarım, aslanlarla boğuşurum, ne istersen yaparım” diye. Sonuna da not koymuş: “Eğer cumartesi günü yağmur yağmazsa parkta buluşalım.” diye. Bu hikayeyi zaman zaman dost sohbetlerinde anlatırım. Sevgilerin bu duruma düşmemesi, samimi olması gerekir.


İngiliz Kralı Edward bir gün halktan bir hanım görür: Madam Simpson ve ilk görüşte aşık olur. Ama kraliyet ailesi bu beraberliği haktan bir hanım olduğu için onaylamaz. Kral Edward da bütün ünvanlarından vazgeçerek dul bir hanım olan Madam Simpson ile evlenir ve ömür boyu mutlu olurlar.


Bütün mesele önce kendi içimizde bir güzellik, bir samimiyet içinde olup sonra diğer insanlarla edebe, saygıya davranan ilişkiler kurabilmektir. İnsanca, medenice hayatımızı sürdürmektir. Ben cennetin güzelliklerinin bu dünyada da olduğunu düşünüyorum. Hz.İbrahim (RA) ateşin ortasında cenneti gördü. Yunus da ne der; “Göz odur ki Hakkı göre.” Önemli olan Allah (cc) aşkı ile dolabilmektir. O’nun cenneti nerede bulunur? Kendi kafamızda, kendi kalbimizde... Biz de bulur muyuz? Buluruz ya efendim. Yunus, “Bir siz dahi sizde bulun, benim bende bulduğumu.” diyor. Yalansız, riyasız olmak, maddenin kölesi olmamakla….


Para kazanmak zorundayız ama bunu put, ilah haline getirmek niçin? Bir meşhur zenginimiz diyor ki “Bir saat olsun ki para düşünmediğim olmadı.” Ben bunu okuyunca o adama acıdım. Ben yalnız et kemik değilim ki, ruhum, gönül dünyam da var. Özdemir Asaf bir kitabının başlığında “Dünya kaçtı gözüme” diyordu. İşte, bu madde dünyası, ruh dünyası karşısında bir toz zerresi kadardır. Bir Kudsi Hadiste “Yerlere göklere Sığmadım, ama mü’min kulumun kalbine Sığdım.” Buyruluyor. İşte önemli olan uçsuz bucaksız olan gönlümüzü temizlemektir.


Bir Hint hikayesinde bir genç gerçek bir aşkla bir kızı sever. Kızın kapısına gider, kız içerden seslenir “Kim o?” Cevap verir “ Benim” der. Kapı açılmaz. Bu hep böyle devam eder. Genç çok üzülür. Bir velî zata gider, durumu öğrenmek ister. O veli zat ona der ki “Yavrum kapı tabi açılmaz, sen cevap olarak benim dedin, ben demek şeytana mahsustur. Şeytan ben dediği için cennetten kovulmadı mı?” Genç sorar “Peki ne demeliyim?” “Sensin, hep sen, önce ve sonra hep sen demelisin” İşte genç kapıya tekrar gidince kıza böyle söyler ve bu defa kapı sonuna kadar açılır. Ömür boyu kızla çok mutlu olurlar.


“Sen bana sen desen de olur demesen de olur.


Ben sana hep sen diyeceğim, düşün dur.


Özdemir Asaf (“Sen, Sen, Sen” şiir kitabından)


Önemli olan etrafa gönül penceresinden bakabilmektir. Bu da egodan kurtulmakla olur. Hayat karşısında daima saygı, sevgi, edep ve incelik dolu olmak gerekir. Hayat misafirliğimiz bitmeden güzellikler alemine göç edebilmek önemli. Son nefesimizde “Ey hayat ekmeğini yedim, suyunu içtim, insanlarını sevdim, Yarabbi bana Habibinin elini öpmeyi nasip et” desek daha güzel olmaz mı efendim. Allah (cc) bunu cümlemize nasip etsin. Amin.


SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]