Merhaba Sabri bey,

Rahatsız ediyorum ama Münir Derman beyin yazılarında anlayamadığım ve çok önemli olan bir parçayla ilgili size sormak aklıma geldi. Aklıma takılanları açıklarsanız size çok müteşekkir olurum.

Münir hocamın yazısından bir parça şöyle: 

''O kağıttaki yazı şu, size de söyleyim böyle hareket edin:

'' Vesveseyi bırak!..

Ne kadar işin ve arzun, dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et!.. Kendi nasıl dilerse öyle iş gören Allah'a bırak!..

Ve bekle!..

Telaşı terket!..

Izdırabı, üzüntüyü kaldır!

Murad yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin!

Aç kal, kimseye söyleme!

Dertlerini, yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme!

Melekler bile duymasın!..

Derdin olursa Hakk ile konuş her şeye yeter!

Sefalete düşersen Vakur ol; sabret!

Hakk'a bile ellerini istek için kaldırma!

Yalnız hamd için kaldır!

Allah seni senden iyi bilir!

Hakk'da erimek dünyada budur!..'' ''

Bu konuyla ilgili çözemediklerim ise şöyle:

1) İşler ve istekler nasıl kaza ve kadere terk edilir? İşlerden bahsedersek, tevekkül konusunu bildiğim kadarıyla, tüm sebeplere helal dairede sarılıp işin sonucunu Allah'a c.c. bırakıp, onun verdiği sonuca razı olmak demek. Peki ama istekler nasıl Allah'a bırakılır. Bu durumda Allah'ın her durumda ne isteyeceğini mi bilmemiz gerekiyor ki ona göre davranalım?

2) Murad yolu nedir? Bir durumun, yolun Murad edilen olup olmadığını nasıl bileceğiz ki o yoldan gidelim?

3) Allah'u Teala'dan Muhammed a.s. ve diğer büyükler hep dua ile istekte bulunmuşken, hiç dua etmemek kulluğa ters değil mi? (Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz olurdu.)

Anlatılanları kavrayabilmem için bu sorulara cevap bulabilmem gerekiyor. Yardımcı olursanız teşekkür ederim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :