Saygıdeğer Büyüğüm, Değerli Gönül Dostları
Hayırlı günler…
Artık sonbahar mevsimine girdik, koca bir yaz mevsimini arkamızda bırakarak…
Ne kadar şanslıyız, dört mevsimi de yaşayan bir coğrafyaya sahip bir ülkede yaşadığımız için.
Böyle değişik mevsimlere giriş insan ruhunda çok olumlu etkiler bırakıyor. Adeta her yeni mevsimle birlikte bizim ruhumuz da yenileniyor.
Sanki uzun bir seyahate çıkan eski bir dosta yeniden kavuşmuş gibi. Özlem duyduğumuz, hep yolunu gözlediğimiz bir dost.
Sıcak yaz günlerinin ardından, serin havanın tenimizde yarattığı ürpertiyi hissetmek ne kadar güzel... Allah'a sonsuz şükürler olsun.
Saygıdeğer Büyüğümüzün notlarını paylaşmaya devam ediyoruz.
Fatmagül
PETEKTEN SIZAN DAMLALAR (8)
SABRİ TANDOĞAN
Nerede sanat aktivitesi var diye araştıran bilinçli bir toplum değiliz. Burjuva sınıfı da böyle değil, üniversite öğrencisi de…
Her şey sansasyona dayanıyor. Bir zamanlar sol yumruklar havadaydı, tiyatro modaydı, şimdi şıkıdım göbek havası…
Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez,
Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyi anlamaz.
Hiçbir şeyi anlamayan değersizdir. Oysa anlayan kişi, aynı zamanda sever, farkına varır, görür.
Bir şeyin özünde ne kadar sevgi varsa, daha fazla bilgi vardır.
Romantizm bir atmosfer olayıdır. konuşmayla, jestlerle, giyimle, tavırlarla, bakışlarla oluşturulan bir düşsel ortamdır.
İnsanın sesi kadife yumuşaklığında olmalıdır.
"İçimi seninle ısıtıyorum."
"Gidiyor musun?
Gitme...! Sabaha daha çok var."
"Ben sana güzelsin, dersem, güzelsin kadınım."
"Büyüdükçe, büyüyor gözlerin,
Ben sana mecburum. Bilemezsin."
Eğer kadın gibi muamele görmek istiyorsan, erkeğe erkek gibi muamele edeceksin. Sen, onun kendisini Paris gibi hissetmesini sağlarsan, o da seni sevgilisi Helena yapacaktır.
SABRİ TANDOĞAN
(devam edecek)