Sayın “”Kardan Adam”,

29.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, sizden gelen ses ve selam bizlere mutlulukların en güzelini yaşatıyor. Sağolun, varolun. Sizin bu sıcak merhabalarınızı hep özlemle bekliyoruz. Ben bugün Türkiye’de hiçbir yerde bilimsel çalışma olmadığı kanaatindeyim. Üniversiteleri dolduran profesörlerimiz (birkaçı istisna) bir gurur, kibir, caka satma, çalım yapma, nefsaniyet yarışı içindeler. Yanlarına yaklaşılmıyor. Bir de gerçeğe bakalım. Geçenlerde UNESCO’nun bir istatistiği yayınlandı. Burada dünyada bilimsel araştırma yapılan beşyüz üniversite sıralandı. Ne yazık ki o firavun gibi insanlara tepeden bakan üniversitelerin içinde bir tanesi dahi yok. Sayın profesörler, acaba hiç utandınız mı, yüzünüz kızardı mı, içinizde başını önüne eğen oldu mu? Sanmıyorum. Sayın Kardan Adam, siz hangi ilimden, hangi alimden bahsediyorsunuz? Durum ne yazık ki böyle. Realite ne yazık ki bu. İsteyen bana kızsın, isteyen küfretsin, ama iki kere iki dörttür. Durum ortada. Çünkü biz daha ilmin ne olduğunu bilmiyoruz. Ama bizim bilmediğimiz köşeler nasıl kapılır, ünvanlar nasıl elde edilir, yağcılık nasıl yapılır gibi ilimler (!) kastediliyorsa, El-Hak üstümüze yok.

Sevgili dost, bir hatam varsa lütfen söyleyin. Sadece teşekkür ederim, dua ederim.

Efendim, bekleyişlerin en güzeli sizden gelecek mailleri beklemek. Biz de bunun özlemi içinde yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :