Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Benlik Denen İfrit
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 1/1/2007 1:30:21 PM


Sayın Nurten Hanım,
31.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Almanya’dan gelen soluğunuz bizlere bu kış gününde bir bahar rüzgarı gibi geldi. Gönlümüzde pembeli beyazlı bahar çiçekleri açtırdı. Sağolun, varolun. Hayatın en önemli meselesine ne güzel değinmişsiniz. “Benlik Meselesi”. Ben dedikçe, ben dedikçe huzurumuz kaçıyor, mutlu olamıyoruz. Sıkıntılar içinde çırpınıyoruz. Yüzümüz gülmüyor. Yanımızda, yöremizde yaşayan insanları da mutsuz ediyoruz. Eğer bana sorarsanız bu yalnız insanlarla da kalmıyor. Hayat intikal ediyor. Sade insanlar değil, hayvanlar da bitkiler de, eşya ve cemadat da bundan zarar görüyor. Hep bu benlik yüzünden dostluklar bozuluyor, aşklar bitiyor. Evlilikler sona eriyor. Ve bizler ebedi bir hüsrana kendimizi mahkum ediyoruz. Nice insanlar var ki benlik yüzünden ellerinden tutan, onları daha iyiye, daha güzele götürmek için çırpınan insanlara sırt çeviriyorlar. Ebedi sürgünlerinin imzasını kendileri atıyorlar. Rahmetli Necip Fazıl boşuna söylememiş “Bazı insanların cehenneme gitme özgürlüğü vardır” diye. Bir gün bir adam yolda Muhyittin Arabi Hazretlerini görür. “Efendim der size bir soru sorabilir miyim?” Mübarek sultan “Buyurun, sorun” der. Adam sormaya başlar: “Efendim, cehennemde kazanların altında daima odunlar yanıyormuş. Ben merak ediyorum, bu kadar odunu nasıl bir depoya koyuyorlar?” Muhyittin Arabi Hazretleri güler, “Ben der gideyim, cehennemde bir inceleme yapayım, sonucunu bildiririm”. Bir süre sonra adam yine görür yolda Hazreti, “Gittiniz mi efendim”, der, “ne gördünüz?” Hazret cevap verir, “Evladım der, cehennemde odun deposu yok. Herkes odununu kolunun altında kendisi getiriyor”.
İşte efendim, bize her iki dünyamızı da zehir eden hep o nefsaniyet, benlik, ego dediğimiz durum. Bize yediğimiz ekmeği zehir ediyor, gördüğümüz güzellikleri algılayamıyoruz. Bize gösterilen yalansız, riyasız tertemiz sevgilerin farkına bile varamıyoruz. Hatalarımızdan dönmek için verdiğimiz sözler ancak üç gün sürüyor. Dördüncü günü nefs gene dişlerini gösteriyor. Peki zarar kime? Tabi kendimize. Nasıl bir lokantada, bir kafede insan kendi yiyip içtiğinin masrafını kendi öderse burada da öyle. Nefsimizin cezasını gene biz çekiyoruz. Ama yazık oluyor diyeceksiniz. Oluyor ama bunu kime anlatabilirsiniz? Bizi anlayan anlar, anlamayanlara uğurlar olsun deriz. Hayat ve olaylar inanılmayacak kadar ince manevi ipliklerle birbirine bağlı. Bu ipliklerden birkaçını hoyratça koparmak bütün sisteme ebediyen zarar veriyor. Ama “Görenedir görene, köre nedir, köre ne?”. Efendim, bu konuda daha aylarca söz söylenebilir. Ama dinleyen, söyleyenden arif olsa gerek.
Sitemize nur veren, ışık saçan maillerinizi özlemle bekliyor, selam, sevgi ve saygıların hiç bitmeyecek olanını sunuyorum.
Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Benlik Denen İfrit Yazan Nurten
Cvp: Benlik Denen İfrit Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]