Konu : Yaşam ellerimizde yoğurulup şekillendirilmek için bizleri bekliyor
Gönderen :
Özden
Tarih :
12/18/2012 11:52:39 AM
Sevgili babacığım,
Çok kıymetli Çiğdem kardeşim ve gönül dostlarım,
Nasılsınız? Nasipse önümüzdeki hafta sonu onbeş gün için Türkiyeye geleceğiz. İnşaAllah Rabbim hiç olmaz ise telefon ile sesinizi duymayı nasip eder.
Sizleri çok özledim,
Sevgili Babacığım sağlığınız nasıldır ? Uzaklardayız ama hep gönlümüzdesiniz ve dualarımızdasınız..
Buralarda son günlerde fırtına yağmur derken bu gün yine güneşli bir hava ile sabaha uyandık.......
İşte bir gün daha doğdu, buralarda güneşli ... Bu gün ki ; gün bu gündür, an bu andır diyebileceğimiz...Her dakikası , her saniyesi inanılmaz değerli... Yaşamak , doğru dürüst bir insan olabilmek için bir şans daha verilmiş bize... Yaşadığımız her an böyledir değil mi? Bir şanstır kötülerden kurtulmak, yanlışlardan vazgeçmek, şükretmek, zikretmek, fikretmek ve idrak etmek için...
İşte yaşam ellerimizde ... yoğurulup şekillendirilmek için bekliyor... Bırakın geçmişi, dünü, kırgınlıkları, üzüntüleri, mutsuzlukları, yanlışları... Dün geçti gitti cancagazim bu gün yeni birşeyler söylemek lazım demiyor mu Mevlana..
İdrak ettiğimiz an dönüm noktasıdır bizim için. Önce beynimizi temizleyelim olumsuzluklardan.. Bize negatif enerji veren düşünceleri, olayları , insanları düşünmeyi bırakalım, kırgınlıkları unutup yüklerimizden kurtulalım. Her dem taze doğarız diyerek selamlıyalım yeni günü... İnsan uğruna evrenin yaratıldığıdır değil mi? Öylesine değerli,, O zaman hazreti insan olmak için bize verilen bu değerli zamanı niye harcayalım ki olumsuz düşüncelerle..
Durum böyle olunca; fındık kabuğunu doldurmayacak tasaların , yapay problemlerin, fındığa can verenle ilgilenen bizler için hiçbir anlamı olmadığı ve hiçbir sorun yaratmıyacağını anlamak zor değil! değil mi?
Düşünelim hep birlikte ; katiksizliği, saflığı, eldeğmemişliği, dokunulmamışlığı,kullanılmamışlığı, salt olanı, mutlak olanı düşünelim! Ve güvenelim kendimize...
Salt olan, mutlak olan, öyle bir ateştir ki , ateş üstüne ateş,... Öyle bir yağ ki, nerdeyse kendi kendini tutuşturacak billurlukta...Ve salt güzellik nurun adı... Kim ne derse desin hep bizimle , içimizde ... Neyi görmek istersek onu görüyoruz, neye dokunmak istersek ona dokunuyoruz...
O zaman parmaklarımızın ucunda yaşam. Asıl olan bütün olumsuzlukları , kötülükleri bizim sınırımıza geldiğinde durdurabilmektir , işte en büyük sır burda değil mi?
Biz bütün enerjimizi , gücümüzü, zamanımızı ve bize bahsedilen bütün güzellikleri ve hasletleri Hz. insan olmak için kullanmak için uğraşacağız ve Rabbimize tevekkül edip gerisini ona bırakacağız. Ve o zaman seyreyleyeceğiz cihanı bakacağız herşey nasıl kolaylaşıyor, içimiz mutmain, huzur dolu her iki dünyamız da cennete dönmüş , sevinç ve huzur içinde , coşku içinde kucaklıyacağız yaşamı...
Sevgili kardeşim Murat'ın dediği gibi;
"Rabbime KUL olarak yaşamaktan o kadar büyük lezzet alıyorum ki İçimden ağlamak geliyor"
ve de
Hoştur bana senden gelen, Ya gonca gül, yahut diken. Ya hayattır, yahut kefen Narin da hoş, nurun da hoş Kahrın da hoş lütfun da hoş Gelse celalinden cefa Yahut cemalinden vefa İkisi de cana sefa Narin da hoş, nurun da hoş Kahrın da hoş, lütfun da hoş
diyebileceğiz
Ne mutlu Sen'i bulabilene!...
Sonsuz Sevgi ve dua ile...
Ellerinizden opuyorum,,,,,
Özden
|