GÜZEL
Bir sonbahar günü Ankara’dan çıktım yola besmeleyle, İstanbul’a gidiyorum.
Bir güzellik bir güzellik… anlatmak mümkün değil…
Gören gözü vermişse El-Basîr görürsün, görürsün de titrer erirsin güzellikten…
Sonbaharın olgun güzeli mi, yoksa ilkbaharın coşkulu kıpır kıpır, hayata yeni merhaba diyen güzeli mi güzel dersen, güzellikler ezelî.
Güzel’den geldiği için hepsi birbirinden güzel derim!..
Güzeller güzeli seyrana çıkmış
Onda güzel, şunda güzel, sende güzelmiş
Kendini seyredip aynaya bakmış
Onda güzel, şunda güzel, sende güzelmiş!..
Toprakta ot olup yeşile çalmış
Çiçeklenmiş her yer rengârenk olmuş
Güzeller güzeli kendini görmüş
Onda güzel, şunda güzel, sende güzelmiş!..
Kanatlanıp uçmuş gökte kuş olmuş
Denizlerde yüzen bir balık olmuş
Hayvandan insana nice can olmuş
Onda güzel, şunda güzel, sende güzelmiş!..
Beşerken gelişip insan görünmüş
Kendinden kendine mü’min kul olmuş
Dost Emin Tanrıyı her yerde görmüş
Onda güzel, şunda güzel, sende güzelmiş!..
Yoldayım sağımda solumda muhteşem bir tablo izliyorum. Bayıldım…
Baygın, baygın gözlüyorum, zâten mümkünü yok ayılmanın …
Çam ormanlarının görkemli, esrarlı koyu yeşili içinde envâi çeşit yeşil, sarı, kızıl renklerle farklı farklı ağaçlar, ağaççıkların desenleri…
Bu üç boyutlu harika tabloyu gören göz nasıl etkilenmez güzellikten…
Nasıl o en büyük, o tek büyük, o ezel ebed baki olan El-Musavvir’i düşünmeden gelir geçer buralardan…
Şükür ki gören gözü, ulvî duyguları veren değerlendirecek aklı da vermiş…
Zâten baygındım dostlar, birkaç ay önce Antalya’da begonvillerle bezenmiş bir güzel bahçeden denize bakarken bayılmıştım…
Ayılmadan tekrar bayıldım..
İçtim kevser oldum sarhoş
Mümkünü yok ayılmanın
Gördüm duydum her şey bir hoş
Mümkünü yok ayılmanın…
Yeşil güzel, mavi güzel
Sarı güzel, kızıl güzel
Hakk yaratmış her şey güzel
Mümkünü yok ayılmanın…
Güzelleri yaratan kim?
Bakan kim ki gören de kim?
Gözden kalbe gösteren kim?
Mümkünü yok ayılmanın…
Kevser içen durmaz erir
Sarhoş olur bunu bilir
Güzellikler Hakk’tan gelir
Mümkünü yok ayılmanın…
Gördü gözler gönül coştu
Aşka düştü dışa taştı
Güzellikten dilim şaştı
Mümkünü yok ayılmanın…
Dost Emin der mâivâ boş
Kevser içtim oldum sarhoş
Gördüm duydum her şey bir hoş
Mümkünü yok ayılmanın …
Mehmet EMİN
Saygı ve Sevgilerimle.. Cahide