Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Kainat kitabını okumak
Gönderen : Cahide
Tarih : 1/7/2013 3:01:04 PM


 


Sevgili Babacığım, Çok Değerli Dostlar,


 


Hepinizi hayır ve esenlik içinde olmanız dileğiyle selamlıyor, “Kainat Kitabını Okumak” adlı bir yazıyı müsaadenizle  paylaşmak istiyorum.


 


Kainat Kitabını Okumak


 


Dünya uçsuz bucaksız bir sergi gibi. Allah’ın rahmet eserleri her yerde alabildiğine mükemmel ve göz kamaştırıyor.


 



Kainat bir kitap gibi. Satırlarını okumak için insanın temaşa ve hayranlığını bekliyor. Rabbimiz Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bu rahmet eserlerine dikkat çekerek şöyle buyuruyor: “Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor.


 Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.”



İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin asıl sebebi Halık-ı Kainatı tanımak ve O’na ibadet etmektir. Cenab-ı Allah’ı tanımak da yarattığı eserleri üzerinde düşünmekle olabilir. Bu kainatı baştan başa mükemmel bir düzen ve intizam içinde yaratan Allah kullarına kendini bu vesileyle tanıttırıyor. Peki nasıl tanıyacağız bizi kusursuz bir şekilde yaratan Yüce Rabbimizi?



Rabbimizi bize tarif eden 3 önemli tanıtıcı var. Bunlardan birisi Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim, biri peygamberlerin sonuncusu iki cihan güneşi peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), diğeri de Cenab-ı Hakk’ın ince bir nakış ve nizamla yarattığı eşsiz ve mükemmel bir kitap olan kainat kitabıdır.


 


Her bahar mevsiminde ahirette yeniden dirilişin numunelerini görürüz aslında. İlkbaharla beraber Cenab-ı Hak kışın beyaz sayfasını kaldırır onun yerine baharın yeşil sayfasını açar. Bazen bir saatte kışın şiddetli soğuğu içinde güneşin güzel yüzünü bize gösterir. Etrafımıza baktığımızda bir çok hayvan ve bitkinin yeniden dirilişlerine şahit oluruz. Bir anda Halık-ı Kainat binlerce çeşit bitki ve hayvanı, o çeşitten milyarlarcasını yaratır. Mesela baharla beraber havalar ısınınca bir çok meyveyi insanı rahatlatması ve serin tutması için, havalar soğuyunca da c vitamini deposu bir çok meyve ve sebzeyi insanın hastalanmaması için imdadına gönderir. Her şeyi yerli yerinde ve zamanında ihtiyaca binaen yaratıyor.


 


Cenab-ı Hak yarattığı her canlıya hemen peşinden rızkını da yaratıyor. Mesela insan veya hayvan olsun fark etmez dünyaya gelen her canlıya uygun ve onun gelişimine paralel olarak safi ve doyurucu sütü annenin şefkatini de harekete geçirerek yaratıyor. Başka bir örnek verecek olursak her insan yediği meyvenin nasıl yaratıldığına pek bakmaz. Ağaçların gövdesi ve dalları, tek gıdası çamurlu bir su olduğu halde bize en leziz ve güzel meyveyi takdim ederler. Kupkuru toprak ve sert ağaçtan hem de muhafazalı yani kabuklu bir şekilde yaratılan o meyve Rabbimizin bize rahmet hediyesi değil de nedir?

Şimdi bakalım Allah’ın rahmet eserlerine. Her karışı renklere boyanmış toprağın; her zerresinden hayat yükseliyor, yeşil halılar serilmiş ovalara; halılar renk renk desenlerle süslenmiş. Çiçekler çeşit çeşit ve renk renk, çiçekten kanatlarla kelebekler ordan oraya uçuşuyor. Kainat Rabbimin lütuf, kerem ve rahmetiyle bir sofra gibi donatılmış. Had ve hesaba gelmeyen şu sergilerde olan benzersiz nimetler, şu sofralarda olan emsalsiz yiyecek ve içecekler gösteriyorlar ki, bu yerlerin Hakiminin hadsiz bir cömertliği, hesapsız dolu hazineleri vardır. Cennet gibi bir dünya, içinde yaşadığımız dünyadan başkası değil. Fakat biz bu dünyadaki cenneti göremiyoruz. Bize her şey sıradan ve normal geliyor. Bu tür konular üstünde ya az ya da hiç düşünmüyoruz. Hele bunları görüp de hala Allah’ın varlığına ve birliğine inanmayanları anlamak mümkün değil.


 


Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur? Hiç mümkün müdür ki, o Rahmân-ı Rahîmin kendini tanıttırmasına mukabil, iman ile tanımakla; ve sevdirmesine mukabil, ibadetle sevmek ve sevdirmekle; ve rahmetine mukabil, şükür ile hürmet etmekle mukabele eden mü’minlere bir dâr-ı mükâfatı, bir saadet-i ebediyeyi vermesin?


 


 


 Saygı ve Sevgilerimle.


 Kızınız, Cahide


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]